Doğal maden suyundan gelen güzellik
Ege Üniversitesi (EÜ) Eczacılık Fakültesi öğretim üyeleri, üniversite-sanayi işbirliğinde sivil toplum kuruluşuyla çalışarak, içeriğinde doğal maden suyu bulunan kozmetik ürün geliştirdi. Üretimin yapıldığı firmayı ziyaret eden EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, ‘Maden Suyu Bazlı Cilt Bakım Formülasyonlarının Geliştirilmesi’ isimli, TUBİTAK’ın 1505 projesinin üniversite- sanayi işirliğinin somutlaştığı örnek projelerden biri olduğunu söyledi.
Ege Üniversitesi (EÜ) Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgen Özer yürütücülüğünde, Öğretim Üyesi Doç. Dr. Evren Homan Gökçe’nin araştırıcı olarak görev aldığı projeyle, üniversite-sanayi işbirliğinde örnek bir çalışmaya imza atıldı. Egeli akademisyenler, Türkiye Kızılay Derneği’nin ürettiği doğal maden suyunu kullanarak yerli ve milli ürün serisi geliştirdi. Üretimin yapıldığı İzmir’in Menderes İlçesi’ndeki İTOB OSB içinde yer alan ‘Nural Dış Ticaret’ adlı firmayı ziyaret eden EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, üniversitedeki bilimin sektörle işbirliği içinde katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülerek somutlaştırılmasından büyük mutluluk duyduklarını söyledi.
YAŞLANMAYA KARŞI KREM
Kozmetik sektörünün dünyada ve Türkiye’de önemli bir ekonomik değere sahip olduğunu söyleyen Rektör Budak, “Öğretim üyelerimizin özel firmalarımızla iş birliği içinde TÜBİTAK’ın da desteğiyle yaptığı bilimsel çalışmaların sonucunda piyasaya yaşlanmaya karşı serum sunuluyor. Eğer hedefler doğru konulursa, üniversite, bilim insanları, özel sektör ve devletimiz bir araya geldiğinde bunun somut örneklerini görmemiz mümkün. İzmir bölgesinde birçok OSB’yi ziyaret ettim, onları üniversitemize davet ediyorum. Ege Üniversitesi olarak bütün laboratuvar ve alt yapımızı özel sektöre resmi anlamda da açmış durumdayız. Web sitemizden bütün alt yapımıza ulaşabiliyorlar. Üniversitemizin özel sektörle işbirliği kapsamında geliştirdiği bu ürünleri piyasaya sürmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Ülkemizin geleceği, ekonomik anlamdaki dar boğazlardan çıkmasının yolu eğitim, bilim, fen ve özel sektörle işbirliğidir. Heyecan ve gurur içerisindeyiz, hocalarımıza, firmamıza ve devletimize katkılarından dolayı teşekkür ediyorum” diye konuştu.
İTHAL ÜRÜNLERİN YERİNİ ALABİLİR
Proje kapsamında dört farklı ürün serisi geliştirdiklerini kaydeden EÜ Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgen Özer, “Kızılay’ın doğal maden sularından hareketle formülasyonlarımızı hazırladık. Su yerine maden suyunun zengin mineral içeriğini kullandık. Bu çok önemli bir çalışma, amacımız ithal edilen ürünlerin yerine ülkemizde yerli ve milli olarak ürettiğimiz ürünlerin kullanılmasını sağlamak. Geliştirdiğimiz ürünün formülasyon geliştirme çalışmaları üniversitemizde yapıldı. Stabilite, kalite kontrol ve dermatolojik test analizleri üniversitemizin farklı birimlerinden destek alarak yaptığımız çalışmalar, dolayısıyla ürünümüz gerçekten çok kaliteli bir ürün olarak tarafımızdan Ar-Ge’si yapılmış bir ürün oldu. Daha sonra ölçek büyütürken de projeyi birlikte yürüttüğümüz sanayi kuruluşlarıyla birebir çalıştık. Fabrikada onlar ölçek büyütürken kazan başında birlikte onlarla oluşabilecek sorunları gördük, birlikte çözdük. Dolayısıyla son ürünümüzün kalitesinden çok eminiz. Bu projenin firmaya da çok büyük bir katkısı olduğuna inanıyorum. Bu ürünün fark yaratacak bir ürün olduğuna inanıyorum. Piyasada pek çok kozmetik ürün var ama bunlar arasından sıyrılarak bir sivil toplum kuruluşu, bir üniversite ve bir sanayi kuruluşunun birlikte çalıştığı değerli bir ürün olarak piyasada yerini alacaktır” dedi.
TÜRKİYE’DEKİ BİTKİLERİN ÖZÜ ÇIKARTILDI
EÜ Bilim Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (EBİLTEM) bünyesindeki Ar-Ge departmanında da faaliyetlerine devam ettiklerini dile getiren firmanın Genel Müdürü Nurettin Ustaoğlu, “Türkiye’deki bitkilerin özlerini çıkartarak bir sentez yaptık. Bu projeyle birleşince gerçekten çok üst düzey bir ürün haline geldi. Ekim ayında bu projeden çıkan ürünlerin lansmanını planlıyoruz. Önce Türkiye’de satışa sunup Türk tüketicisinden geri dönüş almak istiyoruz. Sonra da ihracattaki potansiyelimizi kullanacağız. 20’ye yakın ülkeye ürünlerimiz ihraç ediliyor. Bu da hemen ihracat kalemi olarak piyasaya girecek. Kozmetikte belki Fransa veya İtalya gibi bir marka değiliz ama bizim Türkiye’de bitki örtümüz çok zengin, eğer bu bitkileri kozmetikte kullanırsak, çok kısa sürede ülke olarak da bir marka olacağımıza inanıyorum. Türkiye’de şu anda kozmetikte cari açık var. Çünkü her şey dışarıdan geliyor. Cari açığı kapatıp cari artı vermemiz gerekiyor. Bu konuda da elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız” diye konuştu.