Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde “Anılarla Atatürk Çiftlikleri, Atatürk ve Ziraat” paneli düzenlendi

Öğr. Gör. Daşdemir “Atatürk çiftlikleri birer ziraat okuludur”

Burak Özkan-Burak Solak

İZMİR (Ege Ajans)-Ege Üniversitesi Atatürk İlke ve İnkılap Tarihi Bölümü ve Ziraat Fakültesi tarafından “Anılarla Atatürk Çiftlikleri, Atatürk ve Ziraat” paneli düzenlendi. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Fevzi Önder Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panele, Atatürk İlke ve İnkılap Tarihi Bölümü Öğretim Görevlileri Latif Daşdemir ve Okan Ceylan konuşmacı olarak katıldı.

Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın özellikle 1925’ten itibaren tarım alanına çok büyük emek ve gayret gösterdiğini söyleyen  Öğr. Gör. Latif Daşdemir, “Atatürk ve çalışma arkadaşları milli iktisat, milli ekonomi yani kendi yağıyla kavrulan bir devlet modelini hayal etmişlerdir” dedi. Atatürk’ün Anadolu’yu dışa muhtaç etmemek ve ülkeyi tarımda kalkınabilir bir hale getirmek için kendi bütçesiyle 40-50 bin dönümlük yer satın aldığını ve örnek çiftlikler kurduğunu söyleyen Öğr. Gör. Daşdemir “Bunlardan en önemlisinin Ankara’daki Gazi Çiftliği’dir Atatürk çiftlikleri birer ziraat okuludur” dedi.

Atatürk’ün bu çiftliğin her adımında büyük emeği olduğunu ve çiftlikte arpa, buğday, yulaf, çavdar ve mısır üretimine öncelik verildiğinin altını çizen Öğr. Gör. Daşdemir bu çiftliklerinin sayısının arttığını ve 1926 yılına gelindiğinde 80 bin dönüm, 1928’de ise 120 bin dönüm araziye ulaşıldığını söyledi.

Halkı bilinçlendirmeye ve bilinçli bir tarımı özendirmeye yönelik büyük bir gayret sarf eden Atatürk’ün Ankara Gazi Çiftliği’ndeki çalışmaları kayıt altına aldırdığını ve bu kayıtları tarım ile uğraşan köylüyle paylaşıldığını söyleyen Öğr. Gör. Daşdemir konuşmasının sonunda “Atatürk ölümünden bir süre önce kendi parası ile satın almış olduğu çiftlikleri çok sevdiği ve değer verdiği milletine hediye etti. Zira O, yalnızca Türkiye çapında değil, dünya çapında da olsa en küçüğünden en büyüğüne tüm başarılarını milletiyle paylaşmaktan büyük bir haz duymaktaydı” dedi.

Öğr. Gör. Ceylan ise  Osmanlı Devleti’nin liman kentleri üzerinden tahıl ürünleri ihraç ederek dışarıdan da mamul sanayi ürünleri aldığını söyledi. Osmanlı’nın 1838 Balta Limanı Ticaret Anlaşması’ndan 1914 Birinci Dünya Savaşı’na kadar serbest bir piyasa ekonomisini benimsediğini vurgulayan Öğr. Gör. Ceylan “Birinci Cihan Harbi çok önemli bir kırılmadır, travmadır” dedi.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında halkın geniş kesimleri hayat pahalılığı altında kıvranırken, toplumun bir kısmının İstanbul’da savaş zenginlerinin boyunduruğuna girdiğini söyleyen Öğr. Gör. Ceylan, “Osmanlı’nın bu dönemlerinde genelde ülke pazarlarına üretim yapan Batı Anadolu şehirleri dışında İç Anadolu ve Doğu Anadolu’dan asker alınmıştır. Bunun nedeni iç bölgelerin geçimlik tarım üretimi yapmasıdır” dedi.

Öğr. Gör. Ceylan, Batı Anadolu’dan daha az sayıda asker alınmasının nedenini ise üretimin aksamaması, fiyatların yükselmemesi, savaş içinde ekonomik enflasyon yaşanmaması adına uygulandığını söyledi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir