ATATÜRK’ÜN CUMHURİYET KAZANIMLARI VE CUMHURİYETİN IŞIĞINDA TİYATRO

Menduha Meryem Ceylan – Kerem Kaba

Ege Üniversitesi(EÜ) Güneş Enerjisi Enstitüsü’nde Cumhuriyet ve Atatürk günleri kapsamında; “Atatürk Resimleri” sergisi, “Atatürk ve Cumhuriyet Kazanımları” ve “Cumhuriyetin Işığında Tiyatroda Atılan Büyük Adımlar” konferansları düzenlendi.

EÜ Güneş Enerjisi Enstitüsü’nün düzenlendiği etkinlikte katılımcılar, amatör ve çocuk sanatçıların yaptığı “Atatürk Resimleri Sergisi” gezdi. Ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fevzi Çakmak’ın “Atatürk ve Cumhuriyet Kazanımları”  ve EÜ Güneş Enerjisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Mete Çubukçu’nun “Cumhuriyetin Işığında Tiyatroda Atılan Büyük Adımlar” konulu konferansları gerçekleşti. Etkinliğe, EÜ Güneş Enerjisi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şule Erten Ela, Müdür Yardımcıları Dr. Öğretim Üyesi Bircan Dindar ve Dr. Öğretim Üyesi Burak Gültekin, amatör sanatçılar, çocuk ressamların aileleri, akademisyen ve öğrenciler katıldı.

“Cumhuriyetin en büyük kazanımı dedenin torununu görmesidir”

“Atatürk ve Cumhuriyet Kazanımları”  konulu konuşmasında, Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk toplumuna çok şey kattığını söyleyen Doç. Dr. Fevzi Çakmak, “Hep şöyle düşünüyoruz, Atatürk Samsun’a çıktı, Milli Mücadeleyi örgütledi. Anadolu’da yaşayan halk bu duruma hazırmış gibi. Hâlbuki tarihsel arka plana baktığımız zaman bazı şeyleri ıskaladığımızı görürüz. 200 yılı aşkın bir süredir yenilen bir toplum olduğunu görmek halkın psikolojisini gerçekten çok derin etkilemiştir. 220 yıl boyunca batı tarafından sürekli hırpalanmış, bu 10 nesil demek oluyor. Bu milleti tekrar ayağa kaldırmak kolay bir şey değildir. Cumhuriyetin kazandırdığı en büyük kazanım dedenin torununu görmesidir. Çünkü Osmanlı’nın son 200 yılında bırakın dedenin torununu görmesi, çocuklar babasını görmemiştir. Art arda birçok kayıp vermiş millet için bu çok büyük bir kazanımdır” diye konuştu.

Doç. Dr. Çakmak, “Ulusal egemenliğe giden yolda Türkiye Büyük Millet Meclisini açan,  saltanatın kaldırılmasında ve cumhuriyetin ilanında büyük bir rol oynayan Atatürk, sonrasında Türk devrim hareketi içinde Türk milletine pek çok kazanım hediye eden bir lider oldu. Özellikle kadınları siyasi ve sosyal alanda öne çıkması, hukuksal alanda kazanımlar elde etmesi cumhuriyetin en büyük projesi oldu” diyerek Mustafa Kemal’in çıkarılan Türk Medeni Kanunuyla kadınlara verdiği değerin gözler önüne serildiğinden bahsetti. 1935 seçimleri sonrası 18 kadın vekilin mecliste görev aldığını söyleyen Doç. Dr. Çakmak, “Kadınlar Cumhuriyetle birlikte eğitimde fırsat eşitliğine kavuşmuş, birçok kadın eğitimin her alanında görev alır hale gelmiştir. Cumhuriyetin Türk milletine sağladığı en önemli kazanımlardan biride sağlık alanında gerçekleştirdiği atılımlardır. Türk milletinin neslini, sağlığını en mükemmel hale getirmek, sağlıklı nesiller yetiştirmek adına, başta sıtma, kolera, verem olmak üzere pek çok hastalığa karşı çok başarılı bir mücadele örneği sergilenmiştir” diye konuştu.

“Cumhuriyet’in Işığında Tiyatroda Atılan Büyük Adımlar”

Dr. Öğretim Üyesi Mete Çubukçu ise,  “Cumhuriyet’in Işığında Tiyatroda Atılan Büyük Adımlar” başlıklı sunumunda, mühendis kökenli bir akademisyen olmasının yanında, tiyatro sanatı ile de yakından ilgilendiğini ve bu alanda 30’u aşan inceleme yazısının, ilgili ulusal dergilerde yayınladığını belirti.

Dr. Öğretim Üyesi Çubukçu, “Tiyatro sanatı Anadolu’da antik dönemlerde altın çağını yaşadı. 5-17’nci yüzyıl arası bu faaliyetler durdu. 17’nci yüzyıldan başlayarak yeniden etkinleşmeye başladı.  Tiyatro faaliyetleri II. Meşrutiyet’in ilanına kadar (1908) azınlık vatandaşların öncülüğünde sürdü. II. Meşrutiyetin özgürlük havası ile birlikte Türk ve Müslüman vatandaşlar da etkin bir şekilde tiyatro çalışmalarına dâhil olmaya başladı. Modern tiyatro gerçek anlamda, Atatürk’ün desteğiyle ve Cumhuriyet’in ilanı ile kuruldu. Cumhuriyet’in en önemli kazanımları kadınlara verilen özgürlükler. Kadının özgür bir şekilde sahneye çıkması, Atatürk’ün güçlü desteğiyle sağlandı”  dedi.

Dr. Öğretim Üyesi Çubukçu sunumunda, tiyatronun ilk Türk kökenli kadın oyuncuları olarak, Afife Jale, Bedia Muvahhit, Neyyire Neyir, Şaziye Moral, Cahide Sonku gibi sanatçılar olduğunu hatırlatarak Cumhuriyet’in ilk yıllarının sanatçılarını tanıttı. Çubukçu, “Modern Türk Tiyatrosu’nun kurucusu Muhsin Ertuğrul ve  Konservatuvarın kurucusu Carl Ebert’in çalışmaları çok önemli. Cumhuriyet’in ilk yıllarında sanata verilen büyük önemle, tiyatro alanında atılan büyük adımlar oldu. Atatürk’ün sanata ve sanatçıya olan güçlü desteğini ‘Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur’,  ‘Efendiler, hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta Reisicumhur olabilirsiniz. Fakat sanatkâr olamazsınız’,  ‘Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları severim’,  ‘Sanatkâr, cemiyette uzun ceht ve gayretlerden sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır, ‘Tiyatro bir memleketin kültür seviyesinin aynasıdır’, ‘Bir millet, sanat ve sanatkârdan mahrumsa tam bir hayata sahip olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve hasta bir kimse gibidir’ şeklindeki sözlerinden anlayabilirsiniz” diye konuştu.

Konferansın sonunda Dr. Öğretim Üyesi Mete Çubukçu, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fevzi Çakmak ve sergide resimleri sergilenen sanatçılara Prof. Dr. Şule Ertan Ela tarafından  “Teşekkür belgesi” verildi.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir