Ege’de kişiye özel tedavi yöntemi geliştirmek için çalışmalara başlandı

Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi  Temel Tıp Bilimleri Bölümü Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Buket Kosova yürütücülüğünde geliştirilen ve kişiye özel kanser tedavisini geliştirmeyi amaçlayan proje, TÜBİTAK tarafından kabul aldı. Doç. Dr. Kosova’yı ziyaret eden EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, genlerin incelenerek kişiye özel tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi yönünde çalışmalar yürütecek ekibe başarılar diledi.

Doç. Dr. Buket Kosova ve ekibinin kemoterapi duyarlı ve dirençli küçük hücreli akciğer kanser hücrelerinin ilaç direncinin araştırılması üzerine geliştirdiği proje, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklenmeye değer görüldü. Doç. Dr. Kosova’yı ziyaret eden EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, çalışmalarla ilgili Doç. Dr. Kosova’dan bilgi aldı. İlk çalışmalara küçük hücreli akciğer kanseri hücrelerinde başladıklarını dile getiren Doç. Dr. Kosova, projenin ilerleyen aşamalarında, diğer kanser türleri üzerinde araştırma yapabileceklerini kaydetti.

“GENLER İNCELENECEK”

Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçlarına dirençli hücrelerin inceleneceğini vurgulayan Rektör Budak, “Üniversitemizde, öğretim elemanlarımız kansere yönelik ciddi araştırmalar yapıyor. Buket hocamız ve ekibi de ilk etapta akciğer kanserine yönelik geliştirdikleri projeyle TÜBİTAK’tan kabul aldılar. Hocalarımızı tebrik ediyorum. Genler incelenerek yapılacak çalışmaların sonucunda kişiye özel olarak tedavi yöntemi de geliştirilebilecek. Proje henüz başlangıç aşamasında ancak önemli çıktılarının olacağına inancımız tam. Ege Üniversitesi Rektörlüğü olarak, hocalarımızın maddi ve manevi olarak destekçisiyiz” diye konuştu.

EN UYGUN TEDAVİ YÖNTEMİ BULUNACAK

Çekirdek ve sitoplazma arasında madde taşıyan 80 geni hedefleyerek çalışmalarını yürüteceklerini söyleyen Doç. Dr. Kosova, “Genleri susturarak hangi kanser hücresinin hangisine daha duyarlı olduğunu bulup ona göre bir şema oluşturmaya çalışacağız. Uzun vadede amacımız; hastalıkların değişik genetik altyapıları oluyor, bunlar ilaç tedavisi almadan önce en uygun seçeneği bulup tedaviden önce bunları araştırtıp kişiye özel tedaviyi bulmak. Yeni bir sistem, bu sistemi oturtursak başka kanserlere de uyarlayabiliriz” dedi.

AKCİĞER KANSERİNDE EN ÖNEMLİ SORUN KEMOTERAPİ DİRENCİ

Akciğer kanserinin dünya çapında önemli bir sağlık sorunu olduğunu ve kansere bağlı ölüm nedenlerinin başında geldiğini hatırlatan Doç. Dr. Kosova, “Teşhisten sonraki 5 yıllık sağkalım oranı yüzde 15.6 olup; meme, kolon veya prostat kanseri için belirlenen sağkalım oranlarından düşük. Akciğer kanserinin ilaçla tedavisi olan kemoterapide karşılaşılan en önemli sorun ilaç direnci. Örneğin, akciğer kanserinin yüzde 85’ini oluşturan küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) alt tipinin tedavisinde kullanılan kemoterapötik ajanlara karşı hastaların yüzde 60’ında ilaç direnci gelişir. Hastaların kanser hücrelerindeki farklı kalıcı ve zararlı farklılıklara (gen mutasyonlarına) bağlı olarak farklı ilaç direnci mekanizmaları devreye girebilir; bunların ortaya çıkarılması hastaya özel tedavilerin geliştirilmesinde çok önemli. Hastaya özel tedavilerin geliştirilmesine katkı sağlayacak bir diğer yaklaşım da işlevi bozulmamış, ancak kanser hücrelerine normal hücrelere oranla daha büyük bir avantaj sağlayan (çoğalma, direnç vb.) faktörlerin belirlenmesi ve tedavi için hedeflenmesidir. Kanser hücrelerinin bağımlı oldukları bu faktörlerin belirlenebilmesi için son zamanlarda yaygın olarak ‘CRISPR/Cas9-tabanlı’ genetik tarama yöntemleri kullanılıyor. ‘CRISPR/Cas9’ sistemi aslında bakterilerin virüs enfeksiyonlarına karşı korunmalarını sağlayan doğal bir savunma mekanizmalarıdır. Fakat bu mekanizma genetik mühendislik yoluyla çeşitli hücre ve canlılara uyarlanarak kullanılabiliyor. Kabul edilen TÜBİTAK projesinde, geliştirilecek olan yeni bir ‘CRISPR/Cas9-tabanlı’ tarama yöntemiyle farklı kemoterapötik ajanlara duyarlı ve dirençli KHDAK hücre modelleri kullanılarak bağımlı oldukları ve özellikle hücre çekirdeğiyle bilgi alışverişini sağlayan bileşenleri belirleyerek, ileride hastaya özel kanser tedavisinde kullanılabilirliklerinin araştırılmasını hedefliyoruz” diye konuştu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir