EGESEM’de “Atatürk, Tarım ve Türk Köylüsü” Konferansı

“TARIM ÜNİVERSİTESİ, TÜRK ZİRAATININ RÖNESANSIDIR”

 Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nde (EGESEM) “Toplumsal Farkındalık Günleri” kapsamında “Atatürk ve Tarım” konferansı gerçekleştirildi. EÜ “Cumhuriyet ve Atatürk Günleri” kapsamında Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferansı, Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi Nurullah Kırkpınar erdi.

Kırkpınar, sunumunda Atatürk’ün tarım ve Türk köylüsü ile ilgili görüş ve düşüncelerine yer vererek 1923-1938 arasında Türkiye tarımındaki yapısal değişimleri hakkında bilgi verdi.   Nurullah Kırkpınar, Atatürk’ün ekonomik siyasanın en önemli amacının, kapitülâsyonlardan kurtulmak ve tam bağımsızlık yolunda adımlar atmak olduğunu vurguladı. Kırkpınar, “Atatürk’e göre, kalkınma yolunda atılacak olan adımlar için yegâne araç ziraî ve sınaî alanlardı. Bu bağlamda Türk milletinin çıkarlarına uygun olarak ziraî ve sınaî hammadde arayışı gerçekleştirilmeli; yeraltı ve yer üstü kaynakları en az zamanda işletilmeli ve ülke ekonomik olarak kalkındırılmalıydı. Bu minvalde canlandırılacak olan ülkenin ekonomik dilekleri önce tarıma, sonra da tarıma bağlı sınaîye işaret ediyordu” dedi.

Cumhuriyetin ilk yıllarında tarım

Yoğun katılımın olduğu konferansta konuşan Kırkpınar, Cumhuriyet’in ilk yıllarında tarımın genel görünümünü, Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Türk tarım politikasının hangi aşamalarda tespit edildiğini ve belirlendiğini aşamalarıyla anlattı. Türk tarım politikasının belirlendiği ilk aşama olan 1923-1929 yılları I. Türkiye İktisat Kongresi’nde hangi kararların alındığını, bunların Türk tarım politikasına nasıl yön verdiğine değinen Kırkpınar, ardından da II. aşamayı kapsayan ve 5 Ocak 1931 yılında düzenlenen I.  Ziraat Kongresi’ne giden süreci ve sonrasında Türk tarım politikasında ne gibi değişimler yaşandığını vurguladı.

         Atatürk’ün tarım vizyonu ile ilgili konuşan Kırkpınar, “Atatürk, etütlere dayalı bir tarım politikası tespit etmek ve onun için de her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek tatbik edebileceği bir ‘Tarım Rejimi’ kurmak istiyordu. Deyim yerindeyse bir ‘Tarım Devrimi’ni gerçekleştirmek. Bu doğrultuda çalışmalara başlayan Atatürk, memleketi; iklim, su ve toprak verimi bakımından, tarım bölgelerine ayırmak gerektiğini, bu bölgelerin her birinde, köylülerin gözleriyle görebilecekleri, çalışmaları için örnek tutacakları verimli, modern pratik tarım merkezlerinin kurulacağına işaret ediyordu” dedi.

Atatürk’ün 1925 yılından itibaren kendisine ait çiftliklerde geleneksel tarım anlayışını kökten değiştiren uygulamalar gerçekleştirdiğini söyleyen Kırkpınar, Atatürk’ün bu çiftliklerde millete tarımı, modern tarım araçlarının kullanımını öğretmek; kırsal kesimin kalkınmasını sağlamak için satın alıp kendi parası ile işlettiği çiftlikleri ölümüne yakın zamanda millete bağışladığını ve bu çiftliklerde bugünkü modern tarım ve hayvancılığın temelleri atıldığını vurguladı. Kırkpınar, “ Atatürk’ün bu çiftlikleri kurmasının nedeni ileri bir ziraat tekniğini uygulamak, onları öğretmek, yaymak, köylüye benimsetmenin yanında; hatta daha da üstünde bir hedefi vardı: Çiftçisiyle, köylüsüyle daha yakın bir ilişki kurmak, onlarla işbirliğine ortam hazırlamaktı” diye konuştu.

“Halka dost, köylüye yâr, hükümete destek, işte cemiyete rehber”

Atatürk’ün üzerinde durduğu en önemli meselelerden birisinin ‘Tarımsal Eğitim’ meselesi olduğunu vurgulayan Kırkpınar, bu hususta da önemli adımlar attığını vurgulayarak 1930 yılında İstanbul, İzmir, Bursa ve Adana’da olmak üzere 4 adet ‘Orta Ziraat Okulu’ açıldığını ifade etti. Kırkpınar, “Atatürk’ün açtığı bu okullar “Halka dost, köylüye yâr, hükümete destek, işte cemiyete rehber” olacak  gençler büyütmek arzusundaydı. Bu alandaki diğer bir uygulama da 1933 yılında Ankara’da Yüksek Ziraat Enstitüsü’nün açılmasıdır. Atatürk öncülüğünde açılan Yüksek Ziraat Enstitüsü’nün tam teşekküllü bir ‘Tarım Üniversitesi’ niteliğini taşıyor. Bu girişimin adeta Türk ziraatının rönesansıdır” diye konuştu.

Atatürk döneminde Ankara, Eskişehir, Erzurum ve Yeşilköy’de hububat ıslah istasyonları; Adana ve Nazilli’de pamuk ıslah istasyonları; Adapazarı’nda patates ve mısır ıslah istasyonu; Bursa, Antalya, Diyarbakır, Edirne ve Denizli’de ipek böcekçiliği istasyonu, Kayseri’de yonca istasyonu, Antalya’da sıcak iklim nebatları ıslah istasyonu, çeşitli Bahçe kültürleri istasyonları kurulduğunu vurgulayan Kırkpınar, tarım aletleri, makineleri ve ilaçlarının satın alınarak halka tanıtılması amacıyla 1937 yılında Zirai Kombinalar İdaresi’nin kurulduğunu ifade etti.

Konferans sonunda  Atatürk’ün tarımsal modernleşme alanında en önemli aracı olan Atatürk Orman Çiftliği ile ilgili belgesel ve film gösterimi yapıldı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir