Egeliler, Prof. Dr. Fuat Sezgin’in birikimini yerinde gördüler
Dünyanın önde gelen bilim tarihçilerinden İslam Bilim Tarihi Araştırmacısı Prof. Dr. Fuat Sezgin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2019 yılının Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı ilan edilmesinin ardından, pek çok üniversite gibi Ege Üniversitesi’nde de yürütülen çeşitli etkinliklerle anılıyor.
Ege Üniversitesi Rektörlüğü öncülüğünde gerçekleştirilen “Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı Etkinlikleri” kapsamında Ege Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından “İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi” ve İstanbul tarihi yarımadasına bir gezi düzenlendi. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencilerinden oluşan yaklaşık 40 kişilik bir grup, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Ortaçağ Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Kazım Uzun başkanlığında tarihi İstanbul yarımadasında Prof. Dr. Fuat Sezgin’in birikimleri ile oluşan müzeyi ziyaret etti. Arş. Gör. Uzun, “Öğrenci arkadaşlarımızla yaptığımız bu gezi ile hem rahmetli Fuat hocamızı yâd etme hem de onun bizlere bıraktığı ilmî mirasın önemli bir yansıması olan müzeyi yerinde görme fırsatı yakalamış olduk, böylece son derece yararlı ve bizleri oldukça mutlu eden bir faaliyet gerçekleştirmiş olduk” dedi.
Fuat Sezgin yılı kapsamında üniversitemizin daha önce birçok etkinlik düzenlediğini, bu gezinin sürdürülen bir programdan ziyade, daha önce başlatılan etkinlikler kapsamında gerçekleştirilen bir İstanbul bilim ve kültür gezisi olduğunu belirten Arş. Gör. Uzun, son derece verimli bir gezi gerçekleştirdiklerini ifade etti. Arş. Gör. Uzun, “Malumunuz, İstanbul’da Gülhane Parkı içerisinde, Prof. Fuat Sezgin’in kurulmasına öncülük ettiği “İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi” bulunuyor. Fuat Sezgin denilince doğal olarak İstanbul’da akla gelen ilk yer burası ve hakikaten hem bulunduğu konum ve çevresi hem de içeriği bakımından gerçekten muazzam bir yer. Buna ek olarak benzer veya yakın bir içeriğe sahip olduğunu söyleyebileceğimiz, Sultan Ahmet Meydanı’nda bulunan Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nin aynı kapsam dâhilinde ziyaret edilmesinin yararlı olacağını düşündük. Öğrencilerimizin de bu konudaki istek ve arzularını dile getirmelerinin ardından, zikredilen yerlere yapılacak bir bilim ve kültür gezisinin hem öğrenci arkadaşlarımıza sağlayacağı yararlar hem de “Fuat Sezgin Yılı”nın ihya edilmesi bakımından son derece faydalı olacağı kanaatiyle gerekli planlamaları yapmaya başladık. Tabii tüm bu süreç zarfında bu gezinin yapılabilmesine imkân sağlayan ve teşvikleriyle bu gezinin mimarları olan başta Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan ve Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Ayönü hocalarıma çok teşekkür ederim. Günü birlik, kısıtlı bir zamanımız olsa da en azından oradaki havayı solumak ve tüm bu eserleri yerinde görmek istiyorduk, sağlanan imkân sayesinde Edebiyat Fakültesinin farklı bölümlerine mensup yaklaşık 40 arkadaşımızla bu arzumuzu yerine getirebildik” dedi.
“Tarihe canlı tanıklık etmek öğrencilerimizi heyecanlandırdı”
Arş. Gör. Uzun, “İlk olarak, Sultanahmet Meydan’ındaki Türk ve İslam eserlerinin sergilendiği müzeyi ziyaret ettik. Mevcut eserlerin bir kısmı zaten bizim de çalışma alanımız itibariyle hakkında malumatımızın bulunduğu bir dönem ve sahaya ait olduğundan burada bunları inceleme ve arkadaşlarımızla paylaşma şansı yakaladık. Müzede çeşitli dönem ve devletlere (Emevîler, Abbasîler, Beylikler, Selçuklu ve Osmanlı) ait pek çok eseri bire bir görme şansımız oldu. Öğrenci arkadaşlarımızın gördükleri eserler karşısında gerçekten çok etkilendiklerini belirtmeliyim. Akabinde Gülhane Parkı’nın içinde bulunan ve gezimizin asıl maksadını teşkil eden İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’ni, ziyaret ettik. Burası içerisinde özellikle Türk ve İslam dünyasında geliştirilen ve kullanılan neredeyse her türlü teknolojik alet ve edevatın ve çeşitli eserlerin sergilendiği yerdir. Rahmetli Fuat hocanın önderliğinde ve aslına uygun olarak yeniden dizayn edilen bu eserler oldukça çeşitlilik göstermektedir. Örneğin bir cerrahın kullandığı tıp aletlerinden tutun da savaşlarda kullanılan çok çeşitli alet, edevatın sergilendiği müze gerçekten muazzam bir içeriğe sahip. Siz de kabul edersiniz ki, döneme ait yazılı kaynaklarda zikredilen ve bazılarının tasviri verilen bu eserlerin aslına uygun şekilde yapılmış örneklerini görmek ve incelemek kişide çok daha farklı bir etki yaratıyor. Ayrıca bizim zamanımız için belki basit denilebilecek bu örnekler, unutulmamalıdır ki, şu anda kullanılan pek çok aletin de ilk prototiplerini oluşturması bakımından oldukça önem arz ediyor. Müzede bazı eserlerin, örneğin usturlaplar gibi, çeşitli zamanlara ait bazı örneklerinin bulunması aynı zamanda zaman içerisindeki teknolojik gelişmenin de takip edilebilmesi bakımından güzel birer örnek teşkil ediyor. Müzenin zengin bir içeriğe sahip olması, ilgi alanları çeşitlilik gösteren öğrencilerimizden her birinin dikkatini çekmesine ve burada verimli bir zaman geçirmelerine imkân sağladı. Müzede çeşitli dönemlere ait eserlerin orijinallerini veya aslına uygun modellerini görmek ve inceleme fırsatı bulmak bir anlamda hepimiz açısından tarihe canlı tanıklık etmek anlamına da geliyordu ki, bunun öğrencilerimizi oldukça heyecanlandırdığını ifade etmeliyim. Bu açıdan değerlendirildiğinde son derece önemli bir müze. Bir de ülkemizde farklı örneklerinin pek bulunmaması ve bu kapsam ve yetkinlikteki ilk örnek olması bakımından, müzenin rahmetli Fuat Sezgin hocamızın Türkiye Cumhuriyeti’ne kazandırdığı son derece önemli değerlerden biri olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Gezi sonundan öğrencilerinden olumlu geri dönüşler aldığını ifade eden Arş. Gör. Uzun, “Bahsi geçen müzeler ve Fuat Sezgin hocamızın mezarını ziyaret ettikten sonra, tarihi yarımadayı kapsayan kısa bir İstanbul gezisi de yapma şansımız oldu. Gezimizin sonunda öğrencilerimizden oldukça olumlu geri dönüşler aldım ve müzelerin yanı sıra, bu gezi sayesinde İstanbul’u da ilk kez görme fırsatı yakalayan arkadaşlarımızın olması, gezimize ayrı bir değer ve ufuk kattı. Son derece verimli bir gezi olduğu kanaatindeyim. İlerleyen zamanlarda, farklı gruplarla bu tür geziler arttırılabilir, zira belirtmek isterim ki hemen gezimizin akabinde öğrencilerimizden, gerek bilim tarihi gerekse ilgili dönemlerle alakalı lisansüstü eğitim konusunda sorular soranlar ve tavsiyeler isteyenler oldu. Bu, aslında gezimizin çeşitli bakımlardan maksadına ulaştığının da bir göstergesi. Tüm gezi sürecini ve bu neticeleri göz önüne aldığımızda ufuk açıcı ve ilham verici bir gezi olduğunu düşünüyorum” dedi.