“Tohumculuk Tarihine Arkeobotanik Bir Yolculuk”
Pınar Tokat – Özgür Cem Boynueğri – Fatih Karagöl
İZMİR (Ege Ajans) -Ege Üniversitesi Tohum Teknolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından “Anadolu’da Arkeobotanik Araştırmalar” konferansı düzenlendi. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Feyzi Önder Konferans Salonu’nda gerçekleşen konferansa Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nde(ANAMED) araştırmalar yürüten Dr. Burhan Ulaş, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Dr. Burhan Ulaş, Türkiye’de arkeobotanik araştırmaların genel durumu ve araştırmalarda kullanılan materyal ve metodlar hakkında bilgiler verdi. Dr. Ulaş, örnek alma stratejileri hakkında; çıplak gözle, bileşik örnekleme, sütun örnekleme ve nokta örnekleme gibi dört yönteme başvurduklarını ifade etti.
Arkeobotanik materyallerin makro ve mikro bitki kalıntıları olmak üzere iki şekilde incelendiğini belirten Dr. Ulaş, “Araştırma, laboratuvar çalışmasında stereoskopik mikroskop, bitki atlasları ve bitki koleksiyonları aracılığıyla gerçekleşiyor. Anadolu’da arkeobotanik çalışmalar yürüten Willem von Zerst, Hans Helbaek, Mark Nerdist ve Simone Riehl ile birlikte yürüttüğümüz çalışmalarımız var” dedi. Yeni tür buğday üzerine Almanya’da Simone Riehl ile bir araştırma gerçekleştiren Dr. Ulaş, Yumuktepe yerleşkesinde elde edilen buğday başakçılarının yeni bir tür olduğunu keşfettiklerini söyledi.
İstanbul Yenikapı arkeobotanik araştırmalarında da önemli mesafe kat ettiklerini söyleyen Dr. Ulaş, Anadolu coğrafyasının özellikle ayrı bir önem teşkil ettiğini belirterek, “Anadolu’nun diğer bölgelerinin aksine Yenikapı’nın aşılması güç dağları ya da geçilmesi zor nehirleri yoktur. Su kaynakları açısından Anadolu’nun en zengin bölgelerinden biridir. Yaklaşık 2 bin 350 tür içeren zengin bir bitki örtüsüne sahiptir” diye konuştu. Dr. Ulaş, Neolitik dönemin kurucu bitkilerinin sadece 2 yabani türü; keten ve bezelyelerin İstanbul ve çevresinde yetiştiğini söyledi.
Yenikapı bölgesi çiftçilerinin üçüncül tarımsal bölge olarak Balkan ve Avrupa akımının öncüleri olduğunu ve yürüttükleri bu çalışmaların, İstanbul’un en eski çiftçilerinin tarımsal ürünlere dayalı bir ekonomik sisteme bağlı olduklarını da gösterdiğini kaydeden Dr. Ulaş, “Yeni tarımsal teknik ve baklagiller gibi ürünler(mercimek, burçak, nohut, bezelye vs.) bakımından Anadolu’nun Güneydoğu Toroslar ve Konya-Kilikya bölgelerinin ardından önemli bir tarımsal ekonomiye sahip üçüncül bölge olduğunu gördük” dedi.