Doç. Dr. Güler, “Zaman, eşittir beyin”
Dünya İnme Önleme Günü
Doç. Dr. Güler, “Zaman, eşittir beyin”
Semiha Özkul-Alperen Desti- Alparslan İnaç
İnme yani felç beyin damarlarındaki tıkanma veya kanama sonucunda motor güç, konuşma ve duyu başta olmak üzere bazı işlevlerin ani kaybı olarak nitelendiriliyor. Her yıl 10 Mayıs Dünya İnme Önleme Günü nedeniyle hastalığı önlemek için yapılması gerekenler konusunda farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli bilgilendirmeler yapılıyor. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşe Güler, “İnme şüphesi varsa, hiç gecikmeye mahal vermeden, evde, kulaktan dolma yöntemlerle uğraşmadan bir an önce hastaneye başvurulması gerekiyor. Çünkü inme artık tedavi edilebilen bir hastalık” diye konuştu.
Hastalığın, tıp dilinde stroke, halk dilinde felç diye bilinen beyinde damarlarda tıkanma, yırtılma ya da kanama ile karakterize edildiğini ifade eden Doç. Dr. Ayşe Güler, inmenin klinik belirtileri çok çeşitli olduğuna değindi. Doç. Dr. Güler; “En sık felç tablosu hastalarda vücudunun bir tarafında kol ve bacağında güçsüzlük şeklinde bulgu verebilir. Bunun yanı sıra, konuşmada bozukluk, konuşamama, çift görme, görememe, duyusal şikâyetler, dengesizlik, yutma bozuklukları gibi şikâyetlerle de bulgu verebilir. İnme artık tedavi edilebilen bir hastalık” dedi.
Hastaların hastaneye ne kadar erken gelirlerse tedavi edilme oranının bir o kadar yüksek olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Güler, “Hasta, ilk dört buçuk saat içinde gelirse bu hastalara özel pıhtı eritici serum tedavileri uyguluyoruz. İlk altı saat içinde gelirlerse, uygun hastalarda mevcut tıkalı damarı açmak için pıhtıyı çekip çıkarıcı girişimsel tedaviler uyguluyoruz. Bu nedenle halkımızın yapması gereken böyle bir olay ortaya çıktığında hiç gecikmeye mahal vermeden evde kendileri kulaktan dolma yöntemlerle uğraşmadan bir an önce hastaneye başvurmaları gerekiyor” diye konuştu.
Beyinde damar tıkanıklığı gerçekleştiğinde her bir dakikada yaklaşık iki milyon beyin hücresinin öldüğünden bahseden Doç. Dr. Güler, inme sırasında yapılan en büyük yanlışların hastanın başından aşağı soğuk su dökme, kolonya koklatılması, soğan koklatılması, “bir yat uyu kendine gelirsin” denmesi gibi davranışların her birinin zaman kaybı olduğunu söyledi. Doç. Dr. Güler, her geçen dakika beyinde zedeli dokunun büyümesini ve hastada kalacak özür oranında artışa sebep olduğunu belirtirken, “Yapılacak en doğru şey, hastanın yüzünde bir asimetri var mı, kol bacakta güçsüzlük var mı, konuşmada bir bozulma var mı? Bunların hepsinin felci işaret eden bulgular. Bunlar fark edildiği an en kısa sürede hastaneye getirilmeli, bu yüzden zaman eşittir beyin diyoruz” dedi.
Gelişmiş tedavi yöntemleri hakkında da bilgi veren Doç. Dr. Güler, “2006 sonrasında Türkiye’de pıhtı eritici ilaç tedavisi, ruhsat alarak kullanılmaya başlandı. Günümüzde bu tedavinin ülkemizde daha da yaygınlaşarak kullanılması için, Türk Nöroloji Derneği olarak da yardımcı eğitimler veriliyor. Bu pıhtı eritici özel serum tedavisinin yanı sıra son yıllarda özellikle uygulanmaya başlanan tıkalı damarın içerisindeki pıhtıyı çekip çıkartıcı endovasküler tedavi yöntemleri de uygulanıyor. Bunu nöroloji hekimleri, girişimsel radyoloji hekimleri uygulayabiliyor. Bu tedaviler nöroloji hekimlerinin olduğu devlet hastanelerinde uygulanabilir ancak, pıhtı çekip çıkarıcı endovasküler tedaviler kapsamlı inme merkezlerinde uygulanabiliyor” dedi.