EÜ Nükleer Tıp çalışanlarından anlamlı proje

Miniklerin tedavilerine oyuncak ve kitap hediye ederek destek oluyorlar

 EÜ Nükleer Tıp çalışanlarından anlamlı proje

 Fatma Kübra Karadaş

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Danışma Görevlisi Aysun Dündar’ın öncülüğünde anabilim dalı çalışanlarının destekleri ile başlatılan Oyuncak ve Kitap Toplama Projesi”  kapsamında miniklerin tedavilerine destek olunuyor. Dört yılı aşkın süredir devam eden proje ile minik hastaların tedavi sürecinde moralleri olabildiğince yüksek tutularak tedavi süreçlerini neşeli ve eğlenceli geçirmeleri sağlanıyor. Proje fikri ve gelişim süreci ile ilgili konuşan Danışma Görevlisi Aysun Dündar, kanser hastalığının zorlu bir süreç olduğunu ve moralin, hastalığın seyri için çok önemli olduğunu söyledi. Dündar, “Minik bedenleriyle hastalıkla savaşırken onları bu savaşta yalnız bırakmak istemiyorum ve morallerini en iyi seviyede tutmak için çalışıyorum. Çocukların ileriki yaşamlarında travma oluşturmamak için hassas davranmalıyız. Çünkü buraya gelen çocuklar kocaman bir cihazın içine giriyorlar ve haliyle onlar için çok korkutucu görünüyor. Ben cihaza girecek her çocuğun avucuna bir oyuncak bırakıyorum. Onlar makinanın korkunçluğundan çok ellerindeki oyuncağın heyecanını yaşarken her şey bitmiş oluyor” dedi.

Prof. Dr. Özcan’dan projeye destek çağrısı

Projeyi desteklediğini fakat çoğu zaman yetersiz kaldıklarını söyleyen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zehra Özcan, “Hem ‘Nükleer Tıp’ ismi hem de yapılan tetkikler küçük çocuklar için oldukça ürkütücü. Biz de çocukları mutlu etmek için 4 yıl önce kendi aramızda oyuncak toplamaya başladık. Onların tetkik sırasında rahat ve kendilerini güvende hissetmesi için ortamda oyuncak, kitap gibi şeylerin bulunması çok önemli. Çocuk, tetkik sırasında ne kadar uyum gösterirse tedavi süreci de o kadar kolay tamamlanıyor. Bu uygulamamız aynı zamanda aileler için de moral desteği sağlıyor. Kısıtlı imkânlarla çocuklara ortam sağlamaya çalışıyoruz ama çoğunlukla yetersiz kalıyoruz. Oyuncak, kitap, boyama kitapları, çizgi film gibi çocukların hayal dünyasına hitap eden şeylerin bulunduğu bir odamız olsun istiyoruz.  Kendi imkânlarımızla başladığımız bu projede fiziki koşullarımız yetersiz kalıyor. Projemize destek bekliyoruz” dedi.

  “Fiziki olduğu kadar psikolojik sağlıklarını da düşünüyoruz”

Tedavi sürecinin zorlukları hakkında bilgi veren Servis Başhemşiresi Sevcan Başpınar, “Tedavi sürecinde çocukların fiziksel olduğu kadar psikolojik sağlığını da düşünmek zorundayız. Bu nedenle onlara kendi aramızda küçük hediyeler almaya başladık. Gelen çocuklara zaten hastalığın teşhisi konulmuş oluyor. Servise geldiklerinde korkuyorlar ve endişeleniyorlar. Film çekebilmemiz için öncelikle radyoaktif maddeyi damardan veriyoruz.  Çekilen filmlerin bekleme süresi 3 saati bulabiliyor. Bu süreçte onları rahat ettirmek için bekleme odalarımızın çocuklara uygun hale getirilmesini istiyoruz” diye konuştu.

Çocukların hayal dünyasına hitap etmenin önemine vurgu yapan servisin Baş Teknisyeni Zihni Demirkaya, “Projemiz, fakülteler arası bir yardımlaşmaya dönüşsün istiyoruz. Örneğin Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri gelip rengârenk çocuk kahramanları ile çocuklar için ayırılan duvarları boyasa çocuklar çok mutlu olur. Avrupa’da bir onkoloji hastanesinin çocuklar için kullandığı ünitede tomografi cihazını rengârenk figürler ile boyamışlar. Çocuk geldiğinde oyun parkına gelmiş gibi hissediyor. Ülkemizde de yaygınlaşsa çok güzel olur” dedi.

“Gargamel’in sihirli değneği dokundu”

Projenin kahramanı Aysun Dündar ise tek amacının servise gelen hastaların mutlu ayrılması olduğunu ifade etti. Dündar, “ Bir gün 5 yaşındaki bir hastamız masama süs için koyduğum Şirinler figürlü oyuncakları çok beğendi. Benden Gargamel’i istedi.  Çocukların çoğunluğu Gargamel’den korktuğu için istediği figürün Gargamel olması dikkatimi çekti. Daha sonra iğnesi yapıldı, cihaza girdi, çıktı. Çıkışta kendisine neden Şirinlerden birini almayıp Gargamel’i aldığını sorduğumda aldığım cevap beni hem çok üzdü hem de düşündürdü. Bana Gargamel’in sihirli değneği olduğunu ve cihaza Gargamel’i değdirdiğini, oraya yatan her çocuğun iyileşmesini dilediğini söyledi. Böylelikle ben de oyuncak ve kitap toplama projesi başlatma kararı aldım. Servise Gargamel’in sihirli değneği dokundu. Çünkü bu servise gelen her çocuğun mutlu ayrılmasını istiyorum” diye konuştu.

Hedefinin projenin yerleşik hale gelmesi olduğunu söyleyen Dündar, “ Birkaç girişim oldu fakat hep kişi bazlı olarak kaldı. Kendi imkânlarımız kısıtlı. Projenin  büyümesini istiyorum. Minik hastalarımız için serviste bir çocuk oyun odası içerisinde renkli bir dünya açsak çok güzel olur. Aileler kışın soğukta çocukları götürmek zorunda kalıyorlar. Onlara ait bir oda olsa ve burada dinlenseler hem oyun oynadıkları için canları sıkılmaz hem de sosyalleşme fırsatı bulurlar. Fakat şu anki koşullarımızda bunu sağlayamıyoruz ve desteğe ihtiyacımız var” diye konuştu.

Aileler projeden memnun

 Serviste tedavi gören Türkan Tahan’ın annesi Meliha Tahan ise Nükleer Tıp çalışanlarının tutumunun son derece pozitif olduğunu söyledi. Tahan, “ Türkan kitap okumayı çok seviyor. Buraya her geldiğimizde bir hediye ile ayrılıyoruz.  Aile olarak yaşadığımız bu zorlu günlerde yanımızda oldukları için Aysun Hanım ve tüm servis çalışanlarına teşekkür ederim. Fakat Türkan ve Türkan gibi çocuklar kitap okurken, oyun oynarken dinlenebilecekleri bir odaya sahip olsa çok memnun oluruz” dedi.

  

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir