Doç. Dr. Alat “Okul öncesi eğitim çocukların her yönden gelişimlerine katkı sağlıyor”

Emine Güner- Mümine Alçiçek- Semiha Özkul

İZMİR (Ege Ajans)- Türkiye İstatistik Kurumu’nun(TÜİK) Eğitim Harcamaları İstatistiklerine göre Türkiye’de eğitim harcamaları 2017 yılında 2016 yılına göre yüzde 9,8 artarak 176 milyar 452 milyon TL oldu. 2017 yılında bir önceki yıla göre eğitim harcamalarının en çok arttığı eğitim düzeyleri;  yüzde 19 ile ortaöğretim, yüzde 16,1 ile okulöncesi oldu.

Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Zeynep Alat; okul öncesi eğitimin çocukların her yönden gelişimlerine katkı sağladığını söyleyerek, “Okul öncesi eğitimi almış bireylerde; okulu bırakma oranları ve suça karışma veya uyuşturucu kullanma ihtimalleri daha düşük,  bir mesleğe sahip olma ihtimalleri daha yüksek ve iş yaşamı, evlilik gibi yaşamın her alanında daha mutlular” diye konuştu.

 Zengin uyaranlarla donatılmış bir ortamda yetişen çocuklarla dezavantajlı ortamda yetişen çocukların becerilerinin aynı olmadığını ifade eden Doç. Dr. Zeynep Alat; “Okul öncesi eğitimi ile çocukların sadece sosyal becerilerini değil sosyal-duygusal gelişimleri, dil gelişimleri destekleniyor. Dil becerisi, zekâ belirtisi olur ve bu da öğretmenin öğrenciden beklentisi gibi öğrenciye yaklaşımını etkiler. Çocuğa temel değerlerin yani insan, hayvan ve doğa sevgisi ile bunlara saygı duymayı, demokratik değerlere inancın öğretildiği dönemdir.  Ayrıca okul öncesi eğitimi önleyici işlev de görür. Çocuğun erken dönemde işitme, konuşma geriliği gibi gelişim bozukluklarının fark edilmesinde ve erkenden tedavi edilmesine olanak sağlar. Bu eğitim çocuğun bilişsel gelişiminde de önemli bir rol oynar. Erken gelişim döneminde zengin materyallerle dolu bir ortam çocuğun zekâ gelişimini artırır. Günümüz çocuklarının ev ortamında maalesef ki kazanamadıkları disiplini de okul öncesi eğitimi ile kazandırabiliyoruz. Çocuklar yönerge takip ederek sorumluluk almayı ve konsantre olup yaptıkları işte sonuna kadar gidebilmeyi öğreniyorlar. Bu da onları ilerleyen dönemde okul yaşantılarında onlara büyük kolaylık sağlar” diye konuştu.

Aynı zamanda yoksul ailelerden gelen çocuklara gıda desteği sağlanmasının çocukların beslenme ihtiyacının karşılayacağını dile getiren Doç. Dr. Alat; “Biliyoruz ki Türkiye’deki çocukların yüzde 11,5’inde beslenme yetersizliğine bağlı gelişimsel gerilik yaşanıyor. Dolayısıyla okul öncesi eğitimde çocuğun temel ihtiyacı olan temek gıdalar verilirse bu gelişimsel geriliğin önüne geçilir” diye konuştu. Okul öncesi eğitimin en önemli fonksiyonlarından birinin kadın istihdamının artmasının desteklenmesi olduğunun altını çizen Doç. Dr. Zeynep Alat; “Çalışan ebeveynlerin çocuklarını bırakabilecekleri güvenli bir kuruma ihtiyaçları var. Bu ihtiyacı da tam gün hizmet veren okul öncesi eğitim kurumları sağlayabilir. Bunun da ekonomiye ciddi kazanımları olacaktır. Ayrıca ailelerin çocuklarını okul öncesi eğitimine yönlendirmesinin en temel koşulu parasız olması ve nitelikli beslenme programının olmasıdır. Okulların niteliğinin yüksek olması ve erişilebilir olması da çok önemli. Özellikle erişilebilir olma, ailelerin ekonomik olarak tasarruf etmesini sağladığı için ailelerin okul öncesi eğitim kurumlarını tercih etmelerinde önemli bir koşul. Okul öncesi eğitimin 2019 yılında zorunlu hale gelmesi konusu da sevindirici bir haber.  Çünkü bu, kadınların istihdamına daha fazla olanak sağlamakla birlikte cinsiyet eşitliği bilincinin kazanılmasını sağlayacaktır. Ekonomik olarak da uzun vadede nitelikli elemanların yetişmesine ve sosyal refahın artmasına katkı sağlayacağı için ülkeye faydası olacaktır. Ancak bunun için nitelikli okulların açılması, okullarda istihdamların artırılması gerekiyor” dedi.

Okul öncesi eğitimin nitelikli olması gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Alat; “Çocukların sandalyede oturarak geçirecekleri günler yerine onlara zengin uyarıcılarla dolu bir ortam sunarak onların gelişimine katkı sağlanması gerekir. Okul öncesi eğitimi almış bireylerde; okulu bırakma oranları ve suça karışma veya uyuşturucu kullanma ihtimalleri daha düşük, bir mesleğe sahip olma ihtimalleri daha yüksek ve iş yaşamı, evlilik gibi yaşamın her alanında daha mutlular” diye konuştu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir