Doç. Dr. Köroğlu, “Prematüre bebeklerde hayatta kalma oranı her yıl daha iyiye gidiyor”

Fatma Kübra Karadaş – Mashal Haıdarı

İZMİR(Ege Ajans)-  Tüm dünyada Kasım ayı, anne karnında gelişimini tamamlamadan önce doğan çocuklara dikkat çekmek için “Prematüre Bebek Farkındalık Ayı” olarak biliniyor. Kasım ayının 17. günü ise “Dünya Prematüre Günü” olarak anılıyor. Bu farkındalığa dikkat çekmek amacıyla Ege Üniversitesi Televizyonu’nda yayınlanan “Ege’den Sağlık Programı”nın bu haftaki konusu prematüre bebekler oldu. Programa katılan  Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özge Altun Köroğlu prematüre bebeklerle ilgili önemli açıklamalarda bulunurken, prematüre bebek annesi Burçin Tuğlular ise tecrübelerini paylaştı.

Prematürenin tanımını yapan Doç. Dr. Köroğlu, “Prematüre, anne karnında otuz yedi hafta dolmadan dünyaya gelen bebeklere verdiğimiz isimdir. Bu bebekleri doğum haftasına ve doğum ağırlığına göre sınıflandırmaktayız. Doğum haftasına göre sınıflandırdıklarımız geç prematüre bebekler; otuz dört, otuz beş ve otuz altı haftalık bebeklerdir. Yirmi sekiz,  yirmi  dokuz  haftanın altındaki bebekler yüksek riskli gruptadır, yirmi dört, yirmi beş haftalık bebekler ise yaşama sınırındaki bebekler olarak nitelendirilmektedir. Doğum ağırlığı sınıflandırmasına göre değerlendirecek olursak; 2 bin 500 gram altındaki bebekler düşük doğum ağırlıklı, bin 500 gram altı bebekler çok düşük doğum ağırlıklı ve bin gramın altında doğan bebekler ise ileri derecede düşük doğum ağırlıklı prematüre bebek olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca her düşük doğum ağırlığı prematüre anlamına gelmiyor” dedi. Doç. Dr. Köroğlu “Prematüre bizim için ekip çalışmasıdır. Hastanemizde bir prematüre doğduğu zaman aile, doktorlar ve hemşireler bir ekip olarak hareket ediyoruz, prematüre bebek bir maraton ve biz bu maratonu hep birlikte koşuyoruz” diye ekledi.

Doğum sonrası prematüre bebeklerin yaşama istatistikleri hakkında konuşan Doç. Dr. Köroğlu,  “Tıp alanındaki gelişmelerin hızla ilerlemesi sayesinde hayatta kalma oranı her sene daha iyiye gitmektedir. Tedavilerin  uygun şekilde ve düzenli yapılması, doğumun uygun merkezlerde müdahale edilebilecek şekilde yapılması ve yoğun bakım hizmetinin sunulması  prematüre bebeklerin sağ kalım oranlarını etkilemektedir. Bu şartlar sağlandığında hayatta kalma oranı yirmi dört haftalık bebeklerde dahi yüzde seksen beş gibi rakamlara ulaşabilmektedir” diye konuştu.

Prematüre doğum nedenleri ile ilgili bilgiler veren Doç. Dr. Köroğlu, “Bu konuda anne yaşı, genel sağlık durumu, yüksek tansiyon ve sinsi enfeksiyonlar gibi hastalıklar erken doğum nedenleri arasında sayılmaktadır. Plasentanın yerleşimi ile ilgili sorunlar,  travma ve kaza sonucunda oluşan komplikasyonlar da erken doğumu tetikleyebilmektedir. Bazen hiç bir sebep bulamadığımız durumlarla karşılaşıyoruz. Bunların genetik yatkınlık gibi sebeplerden meydana geldiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

“Prematüre doğumda anne sütü çok daha önemli”

Doğum sonrasında anne sütünün önemine de değinen Doç. Dr. Köroğlu, “Anne sütü normal doğumda önemli fakat prematüre doğumda çok daha fazla önemli bir etkendir. “Enteral Beslenme” dediğimiz anne sütü ile beslenme  prematüre bebeklerde oluşan komplikasyonları  gözle görülür derecede azaltmaktadır. Bu yüzden bebeğe mümkün olduğu kadar erken anne sütü verilmelidir” dedi.

Farkındalık ayı kapsamında birçok etkinlik düzenlediklerini belirten Köroğlu,  “2017 yılında İzmir Saat Kulesi’ni ve Ege Üniversitesi Hastanesi’ni mor renkte ışıklandırdık. Bu yıl da Ege Üniversitesi giriş kapısını yine mor renkle ışıklandıracağız. Aynı zamanda prematüre bebekler için bileklikler, şapkalar, bereler ve baskılı tişörtler hediye ederek farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz. Bu yıl bir farkındalık toplantısı düzenleyerek ailelerimiz ve hekimlerimiz bir araya gelip dayanışma sağlayacağız. Açtığımız kurslarla ailelere bebek bakımı konusunda destek veriyoruz. Bu yıl ilk kez üniversitemizin öğretim üyelerinden oluşan “Rocktors” grubu ile bir konser düzenleyip gelirini prematüre bebeklere bağışlayacağız” dedi.

Bir prematüre bebek annesi olan Burçin Tuğlular, programda kendi hikayesini paylaşırken, yaşananların çok zor bir süreç olduğunu ifade etti.  Yaşam sınırında yirmi beş haftalık ve 650 gram ağırlığında dünyaya gelen oğlu Can’ın 143 gün boyunca Ege Üniversitesi Hastanesi Yeni Doğan Servisinde tedavi gördüğünü belirten Tuğlular, o dönemde yaşananların; bir hayatın ne kadar değerli olduğunu, bir yaşamın ne denli bir mucize olduğunu insana hatırlattığını söyledi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir