Ege Üniversitesi’nde “Mucize Besin: Anne Sütü” paneli gerçekleşti
Prof. Dr. Akşit, “Anne sütü hayati bir öneme sahiptir”
Hande Nayman-Hamide Ünal-Yağmur Derli- Doğan Bulut
İZMİR (Ege Ajans) Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi tarafından düzenlenen “Çocuk Beslenmesinde Güncel Yaklaşımlar” sempozyumu kapsamında “Mucize Besin: Anne Sütü” paneli gerçekleştirildi. Panelde, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadık Akşit “Anne Sütü ile Beslenme” ve Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zehra Bahire Bolışık “Riskli Yenidoğanlarda Anne Sütünü Destekleyici Uygulamalar” konuları hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
Çocuk sağlığının iyileştirilmesinde temel etmenleri vurgulan Prof. Dr. Sadık Akşit, “Anne sütü, sağlıklı beslenme, aşılama, hijyen ve çevre sağlığı çocuk sağlığının iyileştirilmesinde çok önemlidir. Bununla beraber anne sütü, çocuğun beslenmesinde büyümenin en hızlı olduğu dönemde gereklidir. Yetersiz beslenme olursa, büyüme-gelişme duraklar” dedi.
Üç çeşit beslenme çeşidi olduğunu belirten Prof. Dr. Akşit, “Doğal beslenme; anne sütü, yapay beslenme; formül süt ve inek sütü, karışık beslenme ise; anne sütü, formül süt ve inek sütüdür. İlk 6 ay sadece anne sütü ile beslenme çok önemlidir. Anne sütü, her zaman hazır ve temiz olması sebebiyle bebek için en uygun besindir. Anne ve bebek arasındaki bağı güçlendirir, ishal gibi enfeksiyonlardan korur. Diyabet, atopik, obezite, kanser gibi hastalıklardan koruduğu için anne sütünün hayati bir önemi vardır. Anne sütü vitamin ve mineral açısından oldukça zengindir, sadece besin değil aynı zamanda koruyucudur. Doğumdan sonra ilk 1 saat içinde emzirme, 6 ay sadece anne sütü ile beslenme, mümkünse 2 yaşına kadar emzirme, bebeklerin ağırlık artışının izlenmesi, izlemlerde anne eğitimi için yeterli zaman ayrılması çok önemlidir” diye konuştu.
Anne sütü ile beslenmeyenler yüksek risk grubunda
Yrd. Doç. Dr. Zehra Bahire Bolışık ise, “Olumsuz çevresel ve biyolojik faktör etkisi olan, faktörlerin nöromotor gelişim problemlerine yol açabildiği bebekler riskli kategoride bulunmaktadır. Bunlar; doğum ağırlığı, patofizyolojik problemler ve gebelik yaşı olarak ayrılmaktadır. Genelde anne sütü ile beslenenler orta ve düşük risk grubunda yer alırken, anne sütü ile beslenmeyenler yüksek risk grubunda yer almaktadır.Riskli yenidoğanların uzun dönem izlenimlerinde gelişebilecek sorunların önlenmesinde, büyüme gelişmenin ve yaşam kalitesinin arttırılmasında beslenme çok önemlidir. Riskli yenidoğanlar için emzirme teknikleri farklı değildir. Emme hareketi, gestasyonun 28. haftasından itibaren var olduğu için, riskli yenidoğanlar anne sütü alma ve emzirme konusunda çok başarılı olamamaktadır” dedi. Yrd. Doç. Dr. Bolışık, “Riskli yenidoğanlarda anne sütünü destekleyici uygulamaların kullanımı temel hemşirelik girişimlerindendir. Bu konuda hemşirelerin farkındalıklarının arttırılması ve emzirme destekleyici uygulamaların kullanımının teşvik edilmesi önerilmektedir” diye konuştu.