Ekşi Höyük kazı çalışmalarında 8 bin 600 yıllık kemikten iğne ve ağırşaklar bulundu
Egeli bilim insanları, kültürel mirasa ışık tutmaya devam ediyor
Ekşi Höyük kazı çalışmalarında 8 bin 600 yıllık kemikten iğne ve ağırşaklar bulundu
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fulya Dedeoğlu başkanlığındaki ekip tarafından, Denizli’nin Çal ilçesindeki Ekşi Höyük’teki kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) önlemleri anılarak sürdürülen çalışmalarda, dokumacılıkta kullanıldığı değerlendirilen 8 bin 600 yıl öncesine giden kemik iğne ve ağırşaklar tespit edildi.
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Üniversitemiz akademisyenleri Anadolu’nun zengin, kültürel mirasının gün ışığına çıkarılması çalışmalarına akademik katkı sunmaya devam ediyorlar. Cumhurbaşkanlığı kararı ile 2020 yılından itibaren Ekşi Höyük kazı çalışmaları Ege Üniversitesine tahsis edildi. Edebiyat Fakültemiz Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Fulya Dedeoğlu Konakçı’nın başkanlığında sürdürülen, yaklaşık 3.5 ay süren çalışmalarda 8 bin 600 yıl öncesine giden mimari yapılardan dokuma ile ilişkilendirilebilecek kemik iğne ve ağırşaklar bulundu. Tarihe, sanata, ekonomiye, turizme ve jeoarkeolojiye ışık tutan bulguları bilim dünyasına kazandıran kazı ekibimizi tebrik ediyorum” dedi.
Denizli İli Çal İlçesi’nde yer alan Dayılar mahallesinin yaklaşık 1 kilometre doğusunda ve deniz seviyesinden 812 metre yüksekliğe sahip bir tepe üstü yerleşim yeri olan Ekşi Höyük, günümüzden 8 bin 700 yıl öncesine tarihlenen tabakalarına sahip oluşu ve Batı Anadolu’nun en eski yerleşimlerinden biri olmasının yanı sıra bölgenin tek Neolitik Dönem kazısı olma özelliği ile dikkat çekiyor.
Ekşi Höyük Kazısı hakkında bilgi veren Doç.Dr. Konakçı, “Yukarı Menderes Havzası’nda bölgenin prehistorik dönem yerleşim modellerini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen sistematik yüzey araştırmasının sonuçları temel alınarak başlatılan kazı çalışmaları, havzanın Neolitikleşme sürecine ilişkin stratigrafik bilgilerin yanı sıra, yerleşimi oluşturan topluluklarının örgütlenme biçimi, buna yönelik geliştirdikleri geçim stratejisi ve alan kullanımıyla ilgili geniş çaplı veriler elde edilmesini sağlamıştır” diye konuştu.
Yaklaşık 3.5 ay süren kazı çalışmalarında elde edilen bulguları değerlendiren Doç. Dr. Konakçı, “Yerleşimin MÖ 6200-6400 yıllarına tarihlenen apsisli yapılar, MÖ 6700 yıllarına tarihlenen üzeri motifli kırmızı kireç tabanlı yapı gibi daha önce örneği görülmemiş birçok mimari yapının ortaya çıkarıldığı kazılarda yine özgün birçok buluntuya da rastlanmıştır. Bunlar arasında sapan taneleri, ağırşaklar ve tüm kaplar, nitelikli çanak çömlek parçaları, kemik aletler, sürtme taş endüstrisine ait çok sayıda örnek, kemik aletler ve litik buluntular yer almaktadır. Denizli’nin ilk çiftçi toplulukları olarak tanımlayabileceğimiz Ekşi Höyük’te arkeozoolojik incelemelerde hayvan kemikleri içindeki büyük yoğunluğu koyun ve keçiler gibi orta boy memelilerin oluşturduğu anlaşılmıştır” dedi.