EÜTF Hastanesi koronavirüs ile mücadelede önemli bir merkez
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yeni tip koronavirüsle mücadele kapsamında tanı konulan ya da şüpheli görülen vakaların tedavi ve kontrolleri büyük bir hassasiyetle gerçekleştiriliyor. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Ülkemizin en köklü ve en donanımlı tıp fakültesi hastanelerinden birisi olan Üniversitemiz Tıp Fakültesi Hastanesi, Türkiye’de koronavirüs salgını ile ilgili önemli bir misyonu üstleniyor. Salgının ilk gününden bu yana tüm birimlerimiz ve çalışanlarımız milli bir ruhla mücadelelerini sürdürüyorlar. Allah’a şükürler olsun ki bu süreçte üniversitemizde tedavi gören pek çok hastamızı taburcu ederek evlerine gönderiyoruz” dedi.
Türkiye’de koronavirüs salgını ile ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ciddi tedbirler alınarak başarılı bir şekilde uygulanırken bölgenin en kapsamlı hastanesine sahip olan Ege Üniversitesinde de Rektör Prof. Dr. Necdet Budak öncülüğünde salgınla mücadelede hem tıbbi hem de hastalığın önlenmesi ve tedavisine yönelik Ar-Ge çalışmaları gerçekleştiriliyor. Tüm çalışmaları, Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Hastalığı-2019 Rehberi ve ulusal sağlık politikaları doğrultusunda sürdürdüklerini vurgulayan Rektör Budak, “Ülkemiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde etkin ve dinamik önlemler aldı. Pek çok ülkeden daha hızlı hareket ederek alınan bu önlemleri güçlü bir şekilde hayata geçirdi. Üniversitemiz Tıp Fakültesi Hastanesi de bölgemizin en köklü ve donanımlı hastanesi olarak zor bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde önemli bir misyonu üstleniyor. Bu mücadelede üniversitemiz hem insan kaynağı hem teknik donanımı hem de fiziki tüm imkânlarını seferber ediyor” dedi.
Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “11 Mart 2020’de Türkiye’de ilk COVID-19 olgusu tanısı konduktan sonra Ege Üniversitesi Koronavirüs Komisyonunu (EGE-KOVKOM) oluşturduk ve komisyonumuz o günden itibaren salgına yönelik özel önlemleri içeren kararları almaya başladı. Sağlık Bakanlığı ile eşgüdüm halinde olan komisyonumuz, gece gündüz demeden sürekli görev yaparak anlık gelişmeleri yakından takip ediyor. Tüm tedbirlerin alındığı hastanemizde pandemi kliniklerini ve karantina odalarını hazırladık. Yoğun bakım üniteleri sayımızı olası en kötü senaryolara göre dizayn ettik. Üniversitemizde; Göğüs Hastalıkları, Enfeksiyon Hastalıkları servis ve yoğun bakımları ile Yanık Merkezi yoğun bakımları COVID-19 alanları kapsamına alındı, Acil Serviste salgın karşılamaya yönelik düzenleme yapıldı. Daha sonraki süreçlerde ihtiyaç belirlemesi nedeniyle Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ile Gastroenteroloji Servislerini de COVID-19 alanı kapsamına soktuk” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığının açıkladığı verilerine göre İstanbul’dan sonra en çok koronavirüs vakasının İzmir’de görüldüğünü ifade eden Rektör Budak, “İzmir, ülkemizin en büyük üç şehrinden biri. Doğal olarak da vaka sayısının yüksek görüldüğü bir il. Bölgenin en büyük hastanesi olan Üniversite Hastanemize de belirtilerle başvuranlar oluyor. Tanı konulan ya da şüpheli görülen vakaların tedavi ve kontrolleri titizlikle takip ediliyor. Hastanemizde ilk COVID-19 olgusu 18.03.2020 tarihinde tanı aldı. O tarihten bu yana hastanemize başvuran olgularımız var. Bizleri sevindiren ise bu olgularımızdan pek çoğunun tedavileri tamamlanarak evlerine dönmeleri oldu. Vakalarımızın iyileşme oranları oldukça yüksek. Her gün yeni vakalar geldiği gibi aynı zamanda pek çok hastamızı da taburcu ediyoruz. Sağlık Bakanlığımızın Üniversitemize desteği sürüyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de aşı çalışmaları var. Üniversitemiz bünyesinde ARGEFAR merkezli oluşturduğumuz Aşı Araştırma ve Geliştirme Grubu öncülüğünde, birçok üniversite, kamu kurumu ve sanayi ortaklarının katılımı ile COVID-19’a karşı milli DNA aşı geliştirme projesini başlattık. Bu süreçte Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından 194 hemşire, 31 sağlık teknikeri ilave alım izni verildiğini de ifade etmek isterim” dedi.
Prof. Dr. Budak, “Üniversitemiz hastanesinde sağlık çalışanlarımız her bir vaka için canla başla mücadele ediyor. Mücadelemizin özverili ve fedakar kahramanlarına, her türlü zorluğa ve sıkıntıya göğüs geren tüm sağlık çalışanlarımıza Ege Üniversitesi Ailesi adına teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki bu süreçten hem devletimiz hem de üniversitemiz güçlenerek çıkacaktır” dedi.