EÜ İletişim Fakültesi mezunları öğrencilerle iletişim halinde

Ege Üniversitesi (EÜ) İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen “Kariyer Yolculuğu” etkinlikleri ile fakülte mezunu iletişimciler öğrencilerle buluştu. Bu kapsamda; Kent Yaşam internet sitesi yazarı gazeteci Saadet Erciyas, İzmir Lezzet Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Sibel Önbaş, Anadolu Ajansı sağlık muhabiri Efsun Erbalaban ve Hürriyet Gazetesi ekonomi muhabiri Mete Tamer Omur öğrencilerle bir araya gelerek deneyimlerini aktardılar. İletişim Fakültesi Amfisinde düzenlenen etkinliğe; Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selda Akçalı, bölüm öğretim elemanları Doç. Dr. Yurdagül Bezirgan Arar, Arş. Gör. Dr. Petek Durgeç  ve öğrenciler katıldı.

Deneyimli gazeteci Saadet Erciyas, mesleğe ilk başladığı andan itibaren karşılaştığı zorlukları anlatırken mesleğin temel kriterleri hakkında bilgiler verdi. Erciyas “Önünüzde 4 yıl var, cebinize ne koyabiliyorsanız koyun. Kendinizi geliştirin. Alanınızı belirleyin ve boş vakitlerinizi değerlendirin. Araştırmak, merak etmek ve sorgulamak, bunlar birbirini tamamlar. Çalışma sürecimde birçok şey öğrendim. Ege Ajansın yayını olan Kalem Gazetesini ilk çıkaran ekipte yer aldım, hala fotoğrafımızı saklıyorum. Gazeteciliğe başlarken yaptığınız ilk haberinizden itibaren hepsini saklamanızı öneririm. Bu haberler hem iyi bir referans olurken hem de anılarınızı saklamış olursunuz. Araştırma, sorgulama, merak, okuma ve yazma bizim mesleğimizin temel prensipleri. Hepinize mesleğinizde başarılı ve keyifli zamanlar diliyorum” dedi.

“Meslek en iyi sokakta, iş yerlerinde öğreniliyor”

Gazetecilik mesleği ve hakla ilişkiler alanının iç içe olduğunu vurgulayan Sibel Önbaş,“Öncelikle kendi adıma çok doğru bir meslek seçtiğime inanıyorum. Ben, işimi her zaman aşkla yapıyorum. Gittiğim her kurumda kendime bir şeyler katmaya çalışıyorum. Yaratıcılık odaklı bir meslek olduğu için halkla ilişkileri seçtim. Hem gazetecilik hem de halkla ilişkileri birlikte okudum. Bu fakültede çok kıymetli hocalarımızdan dolu dolu bilgiler ve tecrübeler edindiğime inanıyorum. Her iki meslek de birbiriyle çok bağlantılı. İnsanlarla tanışmak çok önemli, bunlar size kapı açıyor ve mesleğiniz zaten insan odaklı. Ben, mezun olduğumda elimde sadece diplomam yoktu, çizdiğim bir yol haritam da vardı. Sizlere tavsiyem, mesleği hayatın içinde öğrenmeye çalışın. Çünkü meslek sadece derslerde öğrendiklerinizden ziyade kendinizi geliştirmenizle ilgilidir. Hocalarınız size çok değerli bilgiler aktarıyor ama meslek en iyi sokakta, iş yerlerinde öğreniliyor. Yaşarken öğrenin” diye konuştu.

“Gazetecilik Yüreklere Dokunan Bir Meslek”

Anadolu Ajansı sağlık muhabiri Efsun Erbalaban, “Ben dil alanında kendimi geliştirmek için çabaladım ve Almanya’dan burs alarak orada staj yaptım. Meslek içinde de yaşam haberciliği alanına yöneldim. Birçok yaşama dahil oldum. Gazetecilik bir yanıyla yüreklere dokunan bir meslektir ve başka hayatlara dokunursunuz. Hepiniz Elfida’yı biliyordur. Kelebek hastalığı var ve çıkan haberler sayesinde birçok destek sağlandı.  Her zaman güzel sonuçlar olmuyor tabi ki, üzüldüğümüz olaylara da denk gelebiliyoruz. Kalbe ihtiyacı olan bir kız çocuğu vardı ve ne kadar haberi yapılmış olsa da o kıza kalp bulunamamıştı ve vefat etmişti. Sonuçta en önemli görevimiz olayları ortaya çıkarmak ve onları sonuca ulaştırmak. Hayatta ne varsa bizler meslekte beş-on katını görüyoruz. Herkesin kendine bir misyon belirlemesi avantajlı olacaktır. Gazetecilik çok zor bir meslek ve bir yerlere gelmek uzun sürüyor, ama geldiğiniz yere değiyor. Ben buraya, sizlere umut vermek için geldim” diye konuştu.

“Bilgi ve İçeriği Değersizleştiriyoruz”

Kendi kariyer yolculuğundan bahseden Hürriyet Gazetesi ekonomi muhabiri Mete Tamer Omur, “Ege Üniversitesi’nden 2005 yılında mezun oldum ve bu alanla ilgili hep bir önyargı vardı.  Gazeteciliğin yüksek oranı geleneksel gazetecilik anlayışıyla yapılıyor yani kâğıda dayalı yapılıyor.  Dolayısıyla günümüz şartlarında eğer haber değerliyse o zaman o günü kurtarmışız demektir. Çok değerli bir meslek yapıyoruz aslında ama ihtiyaç her geçen gün artıyorken meslek değersizleşiyor.  Böyle bir şey olması çok anlamsız ve değerinin düşmesinin en temel nedeni ise içerik üretimi.  Bir gazeteci içerik ürettiği zaman gazete okunur. Ne yazık ki bizler bilgi ve içeriği değersizleştiriyoruz” dedi.

 Mete Tamer Omur, mesleğe bakıldığında karamsar bir tablo olduğunu söyleyerek alanın olumsuz yanlarını da vurgu yaptı. Omur, “Bizimki öyle bir meslek ki kimseye yaranamıyoruz. Eğer bu mesleği düşünüyorsak bir şeyler yapmak zorundayız. Teknoloji çağındayız ve kendimizi her zaman geliştirebiliriz. 2001 senesinde bildiğimiz üzere çok fazla gazete kapandı ve sektörde küçülme yaşandı. Bu küçülme hala devam etmekte fakat bunun değişmesi için çabalamalıyız” dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir