“Yüz Anomalilerine Multidisipliner Bakış Paneli’’

“Bakış Açını Değiştir Değişimi Gör”

 Sümeyye Akdağ- Sümeyye Ural- Ezgi Güler

 Ege Üniversitesi’nde düzenlenen “Yüz Anomalilerine Multidisipliner Bakış Paneli’’ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Muhittin Erel Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Panele, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Kutsal Turhan ve Prof. Dr. Canan Fisun Abay, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemil Gürgün, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.  Moderatörlüğünü Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Öğüt’ün yaptığı panelde; Yüzümle Mutluyum Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Çakır ve Pınar Emir, EÜ Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pelin Piştav Akmeşe, EÜ Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Gülce Kirazlı ve  Uzman Klinik Psikolog Ayça Aktaç konuşmacı olarak yer aldı.

Panelde, “Yüz Anomalisi ve İletişim” konulu sunumu yapan Ege Üniversitesi Özel Eğitim Uygulama ve Araştırma Müdürü,  Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pelin Piştav Akmeşe, iyi bir iletişimin, ileri düzeyde bağımsızlık ve iyi bir yaşam kalitesi sağladığını vurgulayarak, “Günlük yaşamda, iş ve meslek yaşantısında iletişim bizim için çok önemli bir faktör oluşturuyor. İletişim, aslında bizim kullandığımız kapsayıcı ana bir kavram. Biz bunun içerisinde iletişim dil ve konuşmayı, hep aynı şekilde kullanıyoruz ama aslında bunlar birbirinden farklı kavramlar. Aslında dil dediğimiz kavram bizim lengüistik seviyede beynimizde gerçekleşen bir aşama. Burada koordinasyon yapılıp planlanan motor hareketleri ve sonucunda değiştirilen konuşmayı görüyoruz. Konuşamadan daha önce biz dil gelişimine odaklanıyoruz çünkü dil gelişiminin olabilmesi için önkoşul becerilerinin kelimeler çıkmadan çocukla ebeveyn tarafından çalışılması ve bu ailelerin yönlendirilmesi gerekiyor. Mutlaka bir konuşma terapisti değerlendirmesi, üç yaş öncesinde yapılması gerekiyor” diye konuştu.

“Yüz anomalisi yüzde altmış oranında genetik”

“Yüz Anomalili Bireylerde İşitme Problemleri” konulu sunumu yapan  Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Gülce Kirazlı, “Yüz anomalisi, kafa ya da yüzün yumuşak doku yapılarında ve kemiklerinde anormal büyüme ya da onun gelişmesinden kaynaklanan biçim bozukluğu olarak tanımlanabilir. Anomaliyi kavramını tıbbi olarak normalden farklı olan anlamında kullanıyoruz. Yüz anomalisi yüzde altmış oranında genetik faktörlere bağlı olarak gerçekleşiyor. Kalıtsal işitme kayıplarının yüzde otuzu da anomalilerle birlikte görülüyor. Bu hastalardaki işitme boyutu ise, dış kulak doğuştan kapalı ya da hiç gelişmemesi, kulak kepçesi sorunları oluyor. Kulak kepçesinin anormalden daha küçük olması ya da hiç dış kulağın gelişmemesi de görülebiliyor. Dudak ve damak yarıklarında da konuşma problemleri, dental problemler, odyolojik problemler, iletişim ve psikolojik problemler görülebiliyor. Yüz anomalisi olan bireylerde multidisipliner takım çalışmaları ile odyolojik değerlendirilmelerin yapılması ile en yakın zamanda medikal tedavi ve rehabilitasyon desteği sağlanmalıdır. Bu destek sayesinde bireylerin yaşamlarını kolaylaştırmak mümkün” dedi.

Yüz anomalili bireylerin yaşadığı günlük sorunlara ve çözüm önerilerini anlatan Yüzümle Mutluyum Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Emir, “Biz, dernek olarak yüz anomali çocuklarımıza destek olmak amacıyla ilkokullara ve ortaokullara gidiyoruz, sunumlar yapıyoruz. Çünkü insanların tutumu, akran zorbalığı çok kırıcı olabiliyor. Bazı çocuklarımız var, evlerinden çıkmak ve parka gitmek istemiyorlar. Bunlar için uğraşıyoruz, ailelerle görüşüyoruz. Hep birlikte sosyalleşiyoruz” dedi.

“Zorluklarla mücadelenin tek çözümü eğitim”

Yüzümle Mutluyum Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Çakır “Çocukken fark etmediğim durumları büyüyünce daha fazla farkında olmaya başladım. Yüz anomalili birey olarak, zorluklarla mücadelenin tek çözümünün eğitim olduğunu anladım. Annenin, babanın vermiş olduğu eğitim ve aynı zamanda bizim toplumda anlatmamız gereken, insanlar farklı diye onları dışlamamamız gerektiğini gösteren farklı bir eğitim olmalı. Biz bunu dernekçe sunumlar, eğitimler, workshoplar veya başka bir şekilde anlatmaya çalışıyoruz. Ama baştan şunu söylemek istiyorum; yüz anomalili birey olarak doğmak zaten zor ve böyle yaşamak daha da zor. Malesef meraklı ve empati yoksunu bir toplumda yaşıyoruz. O yüzden istiyorum ki Ege Üniversitesi’ndeki öğrenciler etrafına anlatsın. Sizler de bizim anlatmaya çalıştığımız değişimin de bir parçası olun ve hep birlikte dünyayı değiştirelim” diye konuştu.

Bireylere yönelik damgalamalara değinen Uzman Klinik Psikolog Ayça Aktaç “Damgalama, ruh sağlığı açısından gözden düşme olarak kullanılan bir terimdir. Bireylerin en çok bedenlerin de fiziksel eksiklikler bulması durumun da, ruhsal bozukluğu ya da ırklarından, uluslarından ve dini farklılıklarından dolayı damgalandığını görüyoruz. Damgalamanın oldukça eski bir tarihi var. En çok ruhsal hastalık alanında görebiliyoruz. Bu bireyler etiketlendikleri için tedavilerini erteleye biliyorlar. İçselleştirildiği durumda ise kişinin artık bu durumu kabul etmesi ve yaşadığı sorunların artması takip ediyor ne yazık ki” diye konuştu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir