EÜ’den “Teknoloji Bağımlılığı Ve X,Y,Z Kuşakları Konferansı”

Mertcan Ayaz – Halis Erinç Keleş

Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (EGESEM) tarafından toplumsal farkındalık günleri kapsamında “Teknoloji Bağımlılığı ve X,Y,Z Kuşakları” konulu konferans gerçekleştirildi. Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi EGESEM Seminer Salonu’nda düzenlenen konferansa akademisyenler ve öğrenciler katıldı.  Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Yüncü tarafından verilen konferansta X,Y,Z olarak nitelendirilen kuşaklar, bu kuşakların kişilik bilgilerinin ışığında günümüzde teknoloji bağımlılığının ne seviyede olduğu hakkında bilgiler verildi. Konferansa her yaş grubundan katılımcı ilgi gösterdi.

Günümüzde teknolojinin hayatın hemen hemen her alanına sirayet eden bir olgu olduğuna, teknolojinin hayatı kolaylaştırmasının yanında bir takım sorunları da beraberinde getirdiğine değinen Prof. Dr. Zeki Yüncü, “Telefon, tablet gibi teknolojik araçların kullanımının özellikle çocuklarda yaygın olarak bağımlılık seviyesinde olduğu gözleniyor. Gençleri ve belirli yaş gruplarındaki insanları sınıflandırma gereği duyuyoruz. Reklamlarda ‘Siz özelsiniz’ gibi kişiye özel bireyci bir anlayış öneriyorlar. Fakat biz, bu anlayışa zıt olarak insanları genel olarak kategorize etmek zorundayız. Bu şekilde insanları daha iyi anlayabileceğimizi düşünüyoruz” diye konuştu.

“İnsanın kendisini sevmesi kötü bir şey değil”

X,Y,Z olarak kategorilendirmenin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Yüncü, “Teknolojinin gelişimiyle beraber kuşaklar arası fark 30 yıl iken günümüzde 10 yıla kadar düşmüştür. Günümüz (2000-2020) Z kuşağı, ‘İnternet Kuşağı’ olarak da bilinir. Markalara ve ürünlere sadakati çok az olan bu kuşağın motor becerileri ve senkronizasyonu çok yüksek seviyededir. Fakat bu nesil çok fazla uyarana ve bilgiye maruz kaldıkları için dikkat ve konsantrasyon bozukluğu problemi yaşarlar” dedi.

Bir insanın yaşamla daha kolay başa çıkabilmesi için kendini ölçüyü kaçırmadan sevmesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Yüncü, “Narsisizm denince kelime olarak kötü bir anlam yüklenmiştir. Fakat psikiyatrideki Narsist Kişilik Bozukluğu hastalığıyla karıştırılmamalıdır. Narsisizm, tıbbi olarak kötü bir şeydir. Narsisizm tümüyle kötü bir şey değildir. İnsanın kendine yeterlilik duygusu olması lazım. Kendini tümüyle sevmeyen bir insanın sağlıklı bir yaşam sürmesi mümkün değildir” dedi.

Konferansta Öğretim Görevlisi Pınar Köymen Çağar, Prof. Dr. Yüncüye “Teşekkür Belgesi” verdi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir