Prof. Dr. Köksal, “Geleneksel ve tamamlayıcı tıp, atalarımızdan kalan en değerli miraslardan biridir”
Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Nedir?
Prof. Dr. Köksal, “Geleneksel ve tamamlayıcı tıp, atalarımızdan kalan en değerli miraslardan biridir”
İZMİR(Ege Ajans)- Geleneksel tıp, fiziksel ve zihinsel hastalıkların önlenmesinde, tanısında, iyileştirilmesinde veya tedavisinde kullanılan, farklı kültürlere özgü teori, inanç ve deneyimlere dayanan bilgi, beceri ve uygulamaların bütünü olarak tanımlanıyor. Uzun bir geçmişe sahip olan geleneksel tıp ile bilgili bilgiler veren Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Tıbbı Farmakoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehtap Köksal, “Geleneksel ve tamamlayıcı tıp metotları ile tedavi aslında bize atalarımızdan kalan en değerli miraslardan biridir” dedi.
Anadolu topraklarının pek çok alanda olduğu gibi tıp alanında da Orta Asya, Bizans, Roma, Anadolu, Ortadoğu ve Arap yarımadasının tüm birikimlerini harmanlandığını ifade eden Prof. Dr. Köksal, “Eski çağlardan beri insanlar, hastalıklardan korunmak için ve onları tedavi edebilmek için doğal bitkiler, hayvansal maddeler, madenler, şifalı sular gibi birçok yöntem kullanmıştır. Gözlem ve deneme yoluyla elde edilen bu bilgiler yüzyıllarca birikerek kültür vasıtasıyla kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. Günümüzde hala bu tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Alternatif tıp, bilimsel tıp uygulamalarının yerine başka yöntemlerin kullanılması anlamında kullanılabilmektedir. Tamamlayıcı tıp ise alternatif tıp ürün ve yöntemlerinin modern tıbbın tedavi protokollerine ilave ya da destek amaçlı kullanılan yöntemlerdir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre; Geleneksel Tıp ‘Uzun bir geçmişe sahiptir. Geleneksel tıp, fiziksel ve zihinsel hastalıkların önlenmesinde, tanısında, iyileştirilmesinde veya tedavisinde kullanılan, farklı kültürlere özgü teori, inanç ve deneyimlere dayanan bilgi, beceri ve uygulamalar bütünüdür.’ Batı tıbbını destekleyici yöntemler bütünüdür” diye konuştu.
Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının, yeni bir seçenek gibi sunulduğunu ve modern tıbba karşı alternatif olarak algılandığını söyleyen Prof. Dr. Köksal, “Maalesef bu da beraberinde birçok sorunu getirmektedir. Bu tip uygulamalar konunun uzmanlarınca ele alınmadığında sağlığa zarar verecek durumlar ortaya çıkabilmektedir. Bu yöntemlerin değerlendirilmesi ve uygulanmasında halkın sağlığının korunması, bilimsel tıp kurallarına uyulması gerekmektedir. Tedavilerin, Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş uzmanlar tarafından yapılması şarttır. Bu amaç ile yönetmeliği çıkarılmış, eğitimler ve yetkili kişiler belirlenmiştir. Böylece yasal olarak doktor olmayan yetkisiz ve bilgisiz kişilerin yapması engellenmiştir” dedi.
Prof. Dr. Köksal, “Usulsüz ve bilgisizce yapılan uygulamaların önüne geçmek amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından 27 Ekim 2014 tarihinde 29158 sayılı bu yöntemlerle ilgili yönetmelik resmi gazetede yayınlanmıştır. Bu yönetmeliğe göre bakanlık tarafından yalnızca hekimlere ve sadece kendi alanında uygulama yapmak üzere diş hekimlerine yetki verilmiştir. Bu yönetmelikle, bilimsel ve hukuki temellere dayalı yetkilendirilmiş; akademik kariyer veya sertifika sahibi hekimlerce uygulanmaya başlanmıştır. Yönetmeliğe göre kabul edilen yöntemler akupunktur, fitoterapi, kupa terapi, sülük tedavisi, hipnoz, ozon terapi, mezoterapi, apiterapi, proloterapi, osteopati, refleksoloji, homeopati, karyopraktik, larva uygulaması, müzik terapidir” diye konuştu.
Modern tıp ile birlikte geleneksel diye adlandırılan daha önceki dönemlerde üretilen bilgilerin kullanımının geri plana itilmeye başlandığını vurgulayan Prof. Dr. Mehtap Köksal, “Ancak insanlığın yüz yıllarca, binlerce yıl içinde geliştirmiş olduğu bilgi birikimi ve tecrübe bugün bilimsel alanda masaya yatırılıp, bu tecrübeden istifade etmek kadar doğal bir şey olamaz. Bilimin de gerektirdiği budur. Ülkemizde birçok üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulama ve araştırma merkezi kurulmuştur. Bir çok devlet hastanesi, tıp fakültesi, özel hastane ve tıp merkezlerinde açılan uygulama ünitelerinde sertifikalı hekimler tarafından hizmet verilmeye başlanmıştır. Bilimsel platformlarda bu yöntemlerin hak ettiği değeri görmesi daha fazla bilimsel çalışma yapılmasını gerektirir. Bu bağlamda Ege Üniversitesinde de farklı konularda tamamlayıcı tıp sertifikasını almış öğretim üyelerimiz ve akupunktur uygulama ünitemiz bulunmaktadır” dedi.