Tatar Edebiyatı’nın Devi Ege’de

Bahadır Düzel-Mert Akın-Eylül Nurkanlı

İZMİR(Ege Ajans)- Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından  “Çağdaş Tatar Edebiyatı Üzerine Gözlemler” konulu konferans düzenlendi. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde düzenlenen etkinliğe Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsünün kurucu müdürü, emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Fikret Türkmen, Türk Dili ve Lehçeleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Kaymaz, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fazıl Gökçek, Yeni Türk Dili Anabilim Dalı  öğretim üyeleri Prof. Dr. Mustafa Öner, Doç. Dr. Özkan Öztekten ve Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Yasin Kaya, Çağsaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Yılmaz Özkaya’nın yanı sıra Tarih Bölümü Genel Türk Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Acar da katılım gösterdi. Etkinlik, Tatar yazar ve eski Tataristan Milletvekili Rinat Muhammediyev’in katılımıyla gerçekleştirildi.

Muhammediyev, Tatar Edebiyatı’nın dünü, bugünü, Türk-Tatar ilişkileri ve Ruya’da gerçekleştirdiği etkinlikler üzerine konuştu. Sovyetler Birliği döneminde her şeye rağmen daha canlı bir Tatar Edebiyatı olduğunu dile getiren Muhammediyev, “Özellikle 1960’lı ve 1970’li yıllarda Stalin’in ölümüyle birlikte onun zamanındaki baskı bitti ve insanlar kısmi hürriyetler kazandı. Ben de o devrin bir çocuğu olarak şekillendim, yetiştim” dedi.

Stalin’in emriyle öldürülen, Tatarlar için oldukça önemli siyasetçi Mirseyit Sultan Galiyev’in hayatını işleyen “Mirseyit Sultan Galiyev Sırat Köprüsü” isimli bir biyografik romanın yazarı Muhammediyev, Galiyev’in Tatar tarihi açısından önemini vurguladı. Galiyev’in biyografisini yazmaya henüz öğrencilik yıllarında karar veren Muhammediyev, “Eğer ben bu kitabı yazmasaydım hiç kimse Galiyev’in hikayesini yazmazdı, bir yerde yazar sorumluluğu devreye giriyor” diye konuştu. Rusya’da aynı zamanda “Tatar Dünyası ” isimli bir dergi de çıkartan yazar derginin yalnızca bir kaç sayfasının Tatarca olduğunu, çünkü Tataristan dışında yaşayan Tatarların çoğunlukla anadillerini bilmediğini söyledi.  Türk ve Tatar edebiyatının karşılıklı olarak daha çok tanıtılması konusunda temennilerini bildiren yazar, gelişen Türkiye-Rusya ilişkilerinden memnuniyet duyduğunu dile getirdi. Muhammediyev konuşmasını akademisyen ve öğrencilerden gelen sorularla bitirdi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir