“Düzenli ve dengeli beslenerek gripten korunun”
Seray Açar-Asena Karcıer
İZMİR(Ege Ajans)– Kış ayları yaklaşırken ani hava değişiklikleri hastalık riskini de beraberinde getiriyor. Ani hava değişikliklerinin yoğun olarak yaşandığı sonbahar- kış mevsimlerinde grip ve nezle gibi üst solunum yolu enfeksiyonları da artış gösteriyor. Kışa hasta girmek istemeyen bireyler için grip enfeksiyonu ve nezle ile ilgili bilinmesi gerekenleri, doğru bilinen yanlışları, alınması gereken önlemleri anlatan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sercan Göde, “Gripten korunmanın temel yöntemlerinden birisi düzenli ve dengeli beslenmedir” dedi.
Solunum sisteminin özellikle influenza virüsü tarafından enfekte edilmesi sonucu gribin meydana geldiğini söyleyen Doç. Dr. Sercan Göde, “Grip enfeksiyonu ve nezle yani halk arasında soğuk algınlığı olarak bilinen hastalık arasında çok fark vardır. Grip enfeksiyonu daha yavaş başlayan bir sürece sahiptir. Çok yüksek ateş görülebilir. Halsizlik, kas ağrısı, eklem ağrısı çok belirgindir. Hastanın günlük aktiviteleri aksayabilir. Nezle de öksürük başlıca semptom değilken, grip enfeksiyonunda öksürük başlıca semptomdur” dedi.
Grip enfeksiyonunun ilk 48 saat içinde fark edilip, tedavisine başlanılması durumunda bulgulara ek olarak antiviral bir tedavinin de uygulanması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Göde, “Nezle de etkene yönelik tedaviye gerek yoktur. Ani başlayan bir hastalık olan nezle yaklaşık 2-3 gün sürer. Hapşırma, burun tıkanıklığı, geniz akıntısı, göz semptomları sık bulgularıdır. Hastanın ateşi otuz sekiz dereceye kadar yükselebilir. Hafif bir halsizlik olsa da hasta günlük işlerine devam edebilir” şeklinde grip enfeksiyonu ve nezlenin farklarına değindi.
“Antibiyotiğin gribe faydası yok”
Antibiyotiklerin sadece bakteriler ve bazı parazitler üzerinde etkisi olduğunu belirten ve nezle ile gribin viral enfeksiyon olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Göde, “Antibiyotiklerin virüsler üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Hatta bağışıklık sistemi üzerinde negatif etkisi olduğu göz önünde bulundurulursa verilmemelidir ve verilmesi yanlıştır” diye konuştu.
Grip enfeksiyonun iyileşme süresinde genç, sağlıklı ve erişkin bireylerin tedaviyi yatarak geçirmelerine gerek olmadığını ifade eden Doç. Dr. Göde, risk grubundaki hastaların daha dikkatli olmaları gerektiğini ve grip enfeksiyonuna yakalanmış bireylerle yaşayanların da bu risk grubunda oldukları bilgisini verdi. Doç. Dr. Göde, risk grubundaki hastaların -KOAH hastaları, solunum yetmezliği durumları, şeker hastaları vb. durumu kontrol altına alınmadığı takdirde yoğun bakım ihtiyacına kadar gidebileceğine de değindi.
“Çocuklarda risk iki kat”
Sözlerine, çocukların anatomik yapısı gereği ve bağışıklık sistemlerinin henüz gelişme aşamasında olmasından dolayı iki tane risk faktörünün varlığından bahseden Doç. Dr. Göde, “Birinci risk, çocukların bağışıklık sistemleri henüz gelişmediği için enfeksiyon daha uzun seyredebilir. İkinci risk ise; çocukların solunum yolları erişkinlerden farklıdır. Çocukların gırtlaklarının hemen alt tarafında bulunan hava yolları en dar yerdir. Bu dar yolda çıkan solunum sıkıntısı, aynı zamanda halk arasında ‘kurup’ olarak da bilinen rahatsızlık durumu, erişkinlerde görülmezken çocuklarda sık rastladığımız özel bir durumdur. Bundan dolayı hastalar daha çok acile gitme ihtiyacı duyarlar” diyerek çocukların grip enfeksiyonunda daha temkinli olmaları konusunda aileleri uyardı.
Grip enfeksiyonundan korunmanın mümkün olup olmadığını cevaplayan Doç. Dr. Göde, virüsler hakkında ilginç konulara değindi. Virüslerin dünya üzerinde iklimleri takip ettiğini ve aktivitelerinin de bu doğrultuda ortaya çıktığını belirtti. Virüslerin aynı zamanda kışın daha aktif halde olduğunu bildiren Doç. Dr. Göde, hastaların yaz aylarında yine de dikkatli olması gerektiğini ifade etti.
Kış aylarında kalınan kapalı ortamlar ve virüslerin bu denli aktif olma durumu sebebiyle bulaşıcılığının daha fazla olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Göde, bireylerin ve risk faktörü içinde olanların kış gelmeden, özellikle eylül ayında grip aşısı olmaları gerektiğini söyledi. Günlük rutin içinde çok basit önlemlerle bireylerin kendilerini gripten koruyabileceğini söyleyen Doç. Dr. Göde, elleri sık sık yıkamanın bu konudaki önemine değindi.
Tek yönlü alınan C vitamini takviyelerinin gripten korunmaya yetmeyeceğini bildiren Doç. Dr. Göde, “C vitamini takviyesi tek başına yeterli gelmez. Çünkü bağışıklık sistemi bir bütündür. Asla onu bir vitaminle aktive edemezsiniz. Bu yüzden gripten korunmanın temel yöntemlerinden biri düzenli ve dengeli beslenmedir” dedi.