Ege Üniversitesi’nde “3. Asteroit Madenciliği ve Meteor Bilimi Çalıştayı” gerçekleştirildi

Alparslan İnaç – Taylan Deniz Kandemir – Hatip Durmuş

 Türkiye Uzay Madenciliği Çalışma Grubu (TUMÇAG) tarafından, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi ev sahipliğinde, Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Bayraktar, Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İhsan Yaşa ve Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Zekerya Dursun’un katılımları ve Türkiye Uzay Ajansı (TUA) Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım’ın teşrifleriyle, Fen Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Ünsalan başkanlığı’nda, “3. Asteroit Madenciliği ve Meteor Bilimi Çalıştayı” Fen Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlendi. Çalıştaya başta akademisyenler ve öğrenciler olmak üzere 167 kişilik katılımcı kitlesi büyük ilgi gösterdi.

Çalıştayın açılışında konuşan TUA Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, Ay’da su bulunması ile yeni bir çağa girildiğini belirterek, “Bu çok büyük bir fırsat oluşturdu, çünkü hem bir hayati maddeyi bulmuş oluyorsunuz, hem de sudaki hidrojeni ayırılmasıyla yakıt kaynağı elde ediyorsunuz. Böylece Ay’ı bir sıçrama tahtası olarak kullanarak, yeni bir çağa girişin yolu açıldı. Amerika Birleşik Devletleri 2024’de Ay’da bir koloni kuracak. Burada devamlı olarak insan bulundurulacak. Böylece bir başka gök cisminde ilk defa sürekli insan varlığı olacak” dedi.

Daha önceleri Uluslararası Uzay İstasyonunda olduğu gibi bu çalışmada da birçok ülkenin bu projede de beraber çalışacağını söyleyen Yıldırım, “Dünyadaki büyük uzay ajanslarından bazıları, asteroit ve kuyruklu yıldızların üzerine uzay aracı indirmeyi başardı. TUA olarak biz de bu yarışın içinde yer almakta kararlıyız” diye konuştu.

İnsanlığın ortak çıkarları gözetilerek bir Uzay Hukuku olması gerektiğini dile getiren Yıldırım, “Bu konudaki en büyük korkum, insanlar nasıl kıtaların keşfedilmesiyle, toprakları ve kaynakları sömürme yoluna gittiği gibi uzayda da bu yola gidilmesidir. Biz TUA olarak, uzay çalışmaları ve keşiflerinin tüm insanlık yararına olmasını savunuyoruz. Maalesef dünya ülkeleri bu konuda bizim gibi düşünmüyor” dedi.

Yıldırım, “Şu an aldığımız hizmetlerin birçoğu uzay sistemleri aracılığıyla bize ulaşıyor. Eğer bu uzay sistemleri olmasaydı hayatımızdaki çoğu şeyden mahrum kalacaktık. Tabi bunun da karanlık bir yönü var. Yine ABD’den örnek vermek gerekirse, Amerika bir Uzay Komutanlığı kurduğunu açıklamıştı. Bu demek oluyor ki biz istesek de, istemesek de uzay bir mücadele sahası hatta bir savaş sahası haline gelmesi söz konusu” dedi.

“Günümüzde uzayda olmayan dünyada olamaz”                                       

İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi  Prof. Dr. Alim Rüstem Aslan ise günümüzde belli bir yetkinliğe ulaşan ülkelerin altı ay gibi kısa bir süre içerisinde kendi uydusunu uzaya gönderebileceğini söyledi. İstanbul Teknik Üniversitesinde tasarlayıp, yörüngeye gönderdikleri beş uydunun ise Türkiye’de alanda yapılan tek yerli çalışma olduğundan bahseden Prof. Dr. Aslan, “Maliyetlerin yüksekliği bahane değil. Eğer uydudan bir tane üretiliyorsa 2 milyon Dolara mal oluyorken, 100 tane üretildiğinde 300 bin dolarlara kadar inebiliyor” dedi.

Prof. Dr. Aslan, “Bir süre önce uzay araştırmaları durağanlaşmış haldeyken, düşük maliyette ve yüksek yetenekte olan küp uyduların gönderilmeye başlanmasıyla hareketlilik arttı, bir çok özel şirket böylece uzay yarışına dahil oldu. Günümüzde uzayda olmayan dünyada olamaz” diye konuştu.

Çalıştayın düzenleme kurulu başkanlığını yürüten Doç. Dr. Ozan Ünsalan ise “Bu çalıştayın aynı zamanda bir 30 Haziran Dünya Asteroit Günü etkinliği olduğunu belirterek, çalıştayda tartışılan konular arasında “Asteroit Madenciliği ve Meteor Bilimi konularının yanısıra Asteroit Madenciliğinin hukuki yönleri, asteroit gözlemleri, göktaşlarının nasıl anlaşıldıkları ve Ay’da uzay madenciliği ile ilgili hukuki düzenlemeler ve uzay güvenliği konularının da yer aldığını” belirtti. Konuşmaların ardından katılımcılara “Teşekkür Belgesi” verildi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir