AKM’de “100. Yılında İşgalden İstiklale İzmir” paneli

Prof. Dr. Gökçe, “İzmir Türkiye, Türkiye İzmir Demekti”

Gizem Uyanık- Mertcan Ayaz

İzmir Valiliği Ege Üniversitesi ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi işbirliğinde Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde “100. Yılında İşgalden İstiklale İzmir” paneli gerçekleştirildi.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Turan Gökçe, Ege Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Mert, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necdet Bilgi ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ünal Şenel’in konuşmacı olarak katıldığı panelde İzmir’in milli mücadele yılları anlatıldı. Panele EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.

“Atatürk, Anadolu Türklüğüne önderlik etti”

Atatürk’ün başarısında parlak zekâsı kadar derin tarih bilgisine dayalı kuvvetli tarih şuurunun etkin olduğunu hiç unutmamak gerektiğini dile getiren İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Turan Gökçe, “Atatürk, 100 yıl önce bugün çıktığı istiklal yolunda bir taraftan varlık mücadelesi veren Anadolu Türklüğüne önderlik ediyor, diğer taraftan da gelecek kurgusuyla meşgul oluyordu. Bunun için sadece gençlere değil çocuklara hitap ediyor ve  ‘Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça kendinde daha büyük bir kuvvet kaynağı hissedecektir’ diyordu. 19 Mayıs’ta çıkılan istiklal yolculuğunun, milli birlik ve beraberliğimizin en büyük teminatı olduğunu düşünüyoruz. Bu düşüncelerle bundan 100 yıl önce olup bitenleri değerli üç hocamızla anmak, anlamak ve anlayabildiğimiz kadarıyla sizlere paylaşmak üzere bu paneli düzenledik. Unutmamalıyız ki Milli Mücadele açısından bardağı taşıran son damla olan İzmir’in işgali sadece İzmir’de değil Türkiye’nin her yerinde infiale yol açtı. Yüzlerce telgraf çekildi protesto mitingleri yapıldı. Türkiye’nin kalbi İzmir için çarpıyordu. İzmir Türkiye, Türkiye İzmir demekti” dedi.

Milli Mücadelenin yüzüncü yılında katılımcılarla birlikte olmaktan onur duyduğunu dil getiren Ege Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Mert, “İzmir, M.Ö. 6 binden beri insanların tercih ettiği bir yerleşim yeri oldu. Tarihine bakıyorsunuz; Romalılar, Araplar, Bizans yer almış. İzmir, daha sonra Türklerle tanışacak. 1081’de Çaka Bey, 1317’de Aydınoğlu Mehmet Bey ve 1402’de Timur derken İzmir’in Türklüğü tescillenecek. Çaka Bey’den bu yana 900 yıllık kesintisiz bir Türk hâkimiyeti var” dedi.

Emperyalizmin 19.yüzyıldan beri Osmanlıya diş bilediğinin belirten Prof. Dr. Mert, “Emperyalizm dediğimiz şey; yer altı kaynaklarını sömürmek, ucuz iş gücü sağlamak, açık pazar haline dönüştürmek ve bunlarla övünmek. Büyük devlet olacaksanız emperyalist olmak zorundasınız. İtalya’ya da sorsanız o zaman ‘ne olacaksın?’ diye, emperyalist olacağım der. 20’nci yüzyıla geldiğimizde,  Osmanlı’nın üstüne çullanırlar. 1911’de Trablusgarp, 1912-1913’de Balkan Harbi, 1914-1918’de Cihan Harbi oldu. Maalesef hepsi Osmanlı için felaketlerle örülüdür” diye konuştu.

“Kuzunun vejetaryen olması kurdun niyetlerini değiştirmiyor”

Wilson prensiplerinde yar alan “Çoğunlukta bulunduğunuz yerlerde hak sahibi olabileceksiniz” sözünü hatırlatan Mert, “Biz, burada yaşar gideriz diye düşündüler tabi bu söz üzerine. Ama sevdiğim bir söz var ‘Kuzunun vejetaryen olması kurdun niyetlerini değiştirmiyor.’ Yani siz istediğiniz kadar ben barış istiyorum, huzur istiyorum deseniz de o kişiler sizi parçalamak için tepenizde bekliyorlar. Yunanlıların büyük megali ideası var. Onlar bağımsızlıklarını kazandıkları günden beri Osmanlı aleyhine genişlediler. Böylece işgaller başladı. Aslında ilk işgal edilen yer Musul’dur. Daha sonra Urfa, İskenderun, Antep bölgeleri işgale uğramıştı ama hiçbir yer İzmir’e benzemiyordu. Yunanistan’ın İzmir’deki emelleri belli olduğu zaman Türk Ocakları İzmir’de ayağa kalktı ve İzmir’in Yunanlılara teslim edilmemesi için toplantılar başlatıldı. Redd-i İlhak Cemiyeti kuruldu” dedi.

14 Mayıs’ta Amiral Calthorpe işgalin başlayacağını bildirdiğini ifade eden Mert, “14 Mayıs gecesi Bahri Baba Parkı’nda ellerinde meşalelerle 16 genç  ‘Biz zilleti kabul etmeyeceğiz, özgürlüğümüze sahip çıkacağız’ diyerek miting düzenledi.  15 Mayıs sabahı saat 7 civarında, 6 Yunan gemisi pasaport rıhtımına demirler. Saat 8.30 gibi gemilerden karaya Yunan askerleri çıkmaya başlar. ‘Şimdi kâfir Türklerin kanıyla yıkanma vaktidir’ denildi. Etraftakiler bağırıyor; ‘Zito Zenizelos’ ‘Çok Yaşa Venizelos’ Süleyman Fethi Bey’e ‘Çok Yaşa Venizelos’ de diyorlar. Birkaç kez daha tekrarlıyorlar ama Süleyman Fethi asla söylemiyor. O üzerindeki üniformanın onurunu düşündü. Tam 21 süngü darbesiyle paramparça edildi vücudu. Hastaneye kaldırılan Fethi Bey iki gün yaşayabildi” dedi.

“İzmir’in işgali milli mücadele ateşinin harlanmasına sebep olmuştur”

Tarihte yaşanılan olumsuzlukları bir daha yaşamamak için tarih bilmenin yeterli olduğunu dile getiren Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necdet Bilgi, “İzmir’in işgali sadece İzmir’in işgali değil. Ülkenin her yerinde milletin kalbine batan bir bıçak gibi acı düşünün, öyle bir acıyla feveran ediyor millet. Tüm hazırlıkları yapan itilaf devletlerinin desteği ile Yunan işgali gerçekleşiyor. Bir süre sonra Konak Meydanı’nda 15 Mayıs sabah saatlerinde bir silah patlıyor, Hasan Tahsin veya başkası ama Hasan Tahsin olması güçlü ihtimal olduğunu düşünüyorum. Kim olursa olsun bir Türk’ün silahının patlaması, ilerleyen Yunanlıları çılgına çeviriyor. Tüm çevre Yunanlılarca ateş altına alınıyor. İlk gün çok büyük zayiat veriliyor. Çok sert müdahalede bulunuyorlar. Gerçekten İzmir’in ve tarihimizin kara bir gününü yaşatıyorlar” dedi.

“İzmir işgali olmasaydı Milli Mücadele yine olacaktı” diyen Bilgi, “İzmir’in işgali milli mücadele ateşinin daha da harlanmasına sebep olmuştur. Mustafa Kemal bunu da çok iyi değerlendirmiştir ve değerlendirilmesi için de elinden gelen her şeyi yapmıştır. Bütün millet ülkenin dört bir yanından kendi derdiymiş gibi İzmir’in işgalini dert edinmiş ve telgraflar çekmiştir. Mustafa Kemal de bunun durmaması daha da şiddetlenmesi için çalışmıştır” diye konuştu.

“Şairleri haykırmayan bir millet, öksüz bir çocuk gibidir”

Mehmet Emin Yurdakul’un “Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet, sevenleri toprak olmuş öksüz bir çocuk gibidir” sözünü hatırlatarak konuşmasına başlayan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ünal Şenel, “Yaşanılan hadiseler karşısında eğer şairler duygularını milletin ruhuyla bütünleşmiş olarak dile getirmiyorlarsa, o zaman, o milletin öksüz çocuktan bir farkı yoktur demektir. 15 Mayıs 1919 İzmir’in işgalinden, 9 Eylül 1922 yılına kadar yazılan şiirleri o dönemim basın organlarına kaydedilmiştir. Halk şairlerinin yazdığı tek sayfaya yazılan ve basılıp pazarlarda satılan destanlardan toplayarak, milletin işgal karşısında vicdanına yansıyan duygular nelermiş onları tespit etmeye çalıştık” dedi.

Panel sonunda genel bir değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Turan Gökçe, İşgalin ve Milli Mücadele’nin 100. Yılı vesilesiyle, Şehit Fethi Bey’in Agora’da bulunan mezar taşlarının yerine iade edilmesi, adına bir abide inşa edilmesi ve açılışı 9 Eylül 1922’ye yetiştirilmek üzere İzmir’de mümkünse Kültürpark’da, değilse şehrin uygun bir yerinde ‘Milli Mücadele Müzesi’ projesinin hayata geçirilmesinin yerinde olacağını belirtti.

Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan konuşmacılara plaketlerini takdim etti.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir