Doç. Dr. Şahbaz “Otizmli çocuklar normal gelişim gösteren akranlarıyla eğitim alabilir”
“2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü”
Fatma Kübra Karadaş
Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ümit Şahbaz, “2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü” ile ilgili açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Şahbaz, Otizm Spektrum Bozukluğunun(OSB) doğuştan gelen veya yaşamın ilk yıllarında oluşan nöro-gelişimsel bir bozukluk olduğunu; bireyin sosyal iletişim ve etkileşim becerilerinde anormal veya bozulmuş gelişme olarak tanımlandığını söyledi. Doç. Dr. Şahbaz, “Genel eğitim ortamlarında yapılacak çeşitli düzenlemelerle OSB’li çocukların normal gelişim gösteren akranlarıyla başarılı bir şekilde eğitim alabilir” diye konuştu.
OSB’nin nedenleri hakkında konuşan Doç. Dr. Şahbaz, “Otizm spektrum bozukluğu, nöro-biyolojik çevresel ve genetik nedenlerden ortaya çıkabilir. Yapılan araştırmalarda, otizm spektrum bozukluğu ile genetik faktörler arasında bir ilişki olduğunu gösteren bulgular bulunmakla birlikte, çevresel ve ailesel nedenlerin otizm spektrum bozukluğuna neden olduğunu gösteren bilimsel veri bulunmamaktadır. Bu bulgu anne-babalar açısından son derece önemli bir bulgudur. Çünkü bazı anne-babalar çocuklarının otizm spektrum bozukluğuna sahip olmalarına yedikleri besinlerin neden olduğunu bazıları da sahip oldukları sosyo-ekonomik düzeyin ve çocuk yetiştirme tarzlarının neden olduğunu düşünerek kendilerini suçlamakta, vicdan azabı çekmektedirler. Böyle düşünen sevgili anne ve babalar, kendinizi suçlamayın. Sizin yediğiniz besinlerle, sahip olduğunuz sosyo-ekonomik düzeyle, çocuk yetiştirme tarzınızla çocuğunuzun otizm spektrum bozukluğuna sahip olması arasında bir ilişki yok, şu ana kadar yapılan bilimsel araştırmalarda böyle bir bulguya rastlanılmamıştır. O nedenle vicdanen rahat olun, sizin rahat olmanız hem sizlerin hem de çocuğunuzun gelişimine olumlu katkılar sağlayacaktır” diye konuştu.
“ OSB’de yıllara göre bir artışın olduğu görülüyor”
OSB’nin görülme sıklığı ve belirtileri hakkında da bilgi veren Doç. Dr. Şahbaz, “OSB, resmi rakamlara göre zihin yetersizliğinden sonra en sık görülen gelişimsel yetersizlik türü olarak biliniyor. 1960’lardan başlayarak günümüze kadar yapılan çalışmalar incelendiğinde yaygınlık oranlarında yıllara, kullanılan tanı kriterlerine ve ülkelere göre farklılıklar var. OSB’nin yaygınlığına ilişkin elde edilen veriler dikkatle incelendiğinde yıllara göre bir artışın olduğu görülüyor. OSB’nin yaygınlığına ilişkin olarak bu artışın nedenlerinin tanı kriterlerinin değiştirilmesi, iyileştirilmesi ve daha çok sayıda çocuğu içine alacak şekilde genişletilmesi, OSB ile ilgili ebeveynler ve profesyoneller arasında farkındalığın artması ve bunun sonucunda daha önce zihin engelli tanısı konan çocuklara otizm tanısının konması, az gelişmiş bölgelerde sağlık hizmetine daha çok ulaşılması olduğu düşünülmektedir. OSB’nin belirtileri genel olarak sosyal becerilerde yaşanan problemler, iletişim kurma becerisindeki bozukluklar, tekrarlayan davranışlar silsilesi, belirli ve sınırlı konularla ilgilenme ve nesnelerin parçalarıyla ilgilenme şeklinde sıralanabilir” dedi.
“Otizm spektrum bozukluğunu tedavi eden bir ilaç yok”
OSB tedavisi ve eğitim yaklaşımlarına değinerek ailelere önerilerde bulunan Doç. Dr. Şahbaz, “Halk arasında bazı ilaçların ve bazı diyet türlerinin otizm spektrum bozukluğunu tedavi ettiğine ilişkin olarak yaygın bir kanı bulunmaktadır. Bu nedenle aileler kulaktan dolma bilgilerle doktora danışmandan bu ilaçları ve diyetleri uygulayabilmektedirler. Bu son derece yanlış bir davranıştır. Çünkü otizm spektrum bozukluğunu tedavi eden bir ilaç yoktur. İlaç kullanmak veya diyet uygulamak gerektiği durumlarda mutlaka uzman doktorlardan yardım alınmalıdır ve onların gözetiminde bu tür uygulamalara yer verilmelidir. Burada önemli olan erken tanı/teşhis ve en erken bir biçimde tıbbi ve özel eğitim olanaklarından çocuğu yararlandırmaktır. Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklara yönelik eğitim ortamları genel anlamda ayrıştırma ve kaynaştırma eğitim olmak üzere iki farklı şekilde ele alınmaktadır. 1980-1990’lı yıllara kadar otizm spektrum bozukluğu olan çocukların sadece özel eğitim ortamlarında ya da psikiyatri kliniklerinde eğitim alabilecekleri düşünülürken (ayrıştırma), günümüzde bu çocuklara ilişkin bilgilerin artması ile birlikte genel eğitim okullarında da eğitim alabilmeleri (kaynaştırma) gündeme gelmiştir. Genel eğitim ortamlarında yapılacak çeşitli düzenlemelerle OSB’li çocukların normal gelişim gösteren akranlarıyla başarılı bir şekilde eğitim alabilir” diye konuştu.
Doç. Dr. Şahbaz, “OSB’ye sahip çocuğu olan anne-babalar, çocuklarının sahip oldukları yetersizliğe göre diğerlerinden farklı olarak çocuklarıyla konuşurken açık ve tam cümleler kurmalı,mümkün olduğu kadar kısa cümleler kurmalı, cevabı beklenmeyen sorulardan ya da alaycı ifadelerden kaçınmalı, soyut kavramların tartışılmasından kaçınmalı, mümkün olduğu kadar somut terimler kullanılmalı, çocuğun sorularına ve iletişim girişimlerine sürekli olarak cevap vermelidirler. Çocuklarının davranışlarında yardımcı olmak içinse iletişim kurma, seçim yapma, olumlu davranışları ödüllendirme noktalarında teşvik edici olmalıdırlar” diyerek sözlerini noktaladı.