Rektör Budak, “Üniversitemizde oluşturduğumuz ar-ge ve inovasyon iklimi meyvelerini vermeye başladı”

Ege Üniversitesi,  çağın hastalığı olarak bilinen kanser ile ilgili 13 multidisipliner projeye öncülük ediyor

Rektör Budak,  “Üniversitemizde oluşturduğumuz ar-ge ve inovasyon iklimi meyvelerini vermeye başladı”

 * Bünyesinde dünyanın önde gelen sağlık ve tıp bilimleri, temel bilimler, nükleer bilimler ve mühendislik bilimlerini bulunduran Ege Üniversitesi’nde kanserle ilgili bilimsel çalışmalar multidisipliner bir anlayışla ulusal ve uluslararası kuruluşlardan bilim insanlarının katılımı ile yoğun bir şekilde devam ediyor.

     İZMİR(Ege Ajans)- Eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve geliştirme misyonlarının yanı sıra sağlık bilimleri ve teknolojileri alanında ülkemize ve insanlığa hizmet etme sorumluluğu ile çalışmalarını sürdüren Ege Üniversitesi, çağın hastalığı olarak bilinen kanser ile ilgili multidisipliner katılımlı 13  projeye öncülük ediyor.

Ege Üniversitesi’nin tüm akademik birimlerinde ar-ge ve inovasyonun öncelikli hale gelmesi ve bir kültüre dönüşmesi için yoğun gayret gösteren Rektör Prof. Dr. Necdet Budak,  yükseköğretim kurumları içinde bir zoru başararak Ege Üniversitesi’nde ar-ge ve inovasyon iklimini oluşturma adına önemli adımlar attı.

Rektör Prof. Dr. Budak, Ege Üniversitesi’nde; öğrencisinden çalışanına, öğretim üyesinden araştırma görevlisine, tüm paydaşlara;   bilim, fikir, araştırma ve yenilik kültürünü yayarak “Sürdürülebilir Örnek Bir Model Üniversite”  iklimini sosyal kültür yaşamı haline getirdi. Ege Üniversitesi’nde oluşturulan ar-ge ve inovasyon iklimi meyvelerini vermeye başladı.

Türkiye’de her yıl 140 binin üzerinde insanın hayatının kaybetmesine neden olan kanserin, ölüm sebepleri arasında ikinci sırada yer aldığını ifade eden Rektör Prof. Dr. Budak, “Ülkemizde her yıl yaklaşık 160 bin kişiye kanser teşhisi konuluyor. Bu sayının her geçen gün arttığına şahit oluyoruz. Hiç şüphesiz ki, sosyal, ekonomik ve insan gücü üzerindeki kanserin etkileri düşünüldüğünde bu hastalıkla etkin bir mücadele edilmesi gerekliliği geleceğimiz açısından çok çok önemli.  Türkiye, AB Ülkeleri içinde kansere en fazla harcama yapan ülkeler arasında yer alıyor. Kanser yüzde 90’nı çevresel, yüzde 10 oranında ise genetik faktörlere bağlı oluşuyor. Çevresel faktörler arasında da tütün, alkol, obezite, sağlıksız beslenme ve enfeksiyonlar ilk sıralarda yer alıyor. Üniversitemizde çevresel ve genetik faktörlerin önüne geçmek için ilgili akademik birimlerimiz sosyal ve tıbbi içerikli projelerle yoğun çaba harcıyorlar. Asıl önemli olan ülkemizde bu konuda ciddi anlamda  ar-ge ve inovasyon, ilaç ve tıbbi cihaz inovasyonuna ihtiyaç bulunuyor. Üniversitemiz bünyesinde dünyanın önde gelen sağlık ve tıp bilimlerini, temel bilimleri, nükleer bilimleri ve mühendislik bilimlerini bulunduruyor. Alanlarında seçkin bilim insanlarımız üniversitemiz liderliğinde multidisipliner bir anlayışla, ulusal ve uluslararası kuruluşlardan bilim insanlarının katılımı ile kanserle ilgili ar-ge ve inovasyona dayalı bilimsel çalışmalar ve projeler yürütüyorlar. Hem hastalığın tanısında hem de tedavisinde etkin olacak ar-ge inovasyon, ilaç, ileri teknolojili tıbbı cihaz alanlarında milli ve yerli bir anlayışla katma değeri yüksek ürünlere dönüşecek çalışmalar şeklinde gerçekleştiriliyor ” dedi.

EÜ’de son 1 yılda kansere yönelik yapılan araştırma ve buluşlar

  • Ege Üniversitesi (EÜ) Nükleer Bilimler Enstitüsü ile EÜ İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezinde (ARGEFAR) yürütülen çalışmalar sonucunda akciğer kanseri tanı ve tedavisinde kullanılabilecek prototip ürün geliştirilerek patenti alındı.
  • EÜ Fen Fakültesi Kimya Bölümü Anorganik Kimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayati Türkmen ve lisansüstü öğrencilerinden oluşan araştırma ekibi TÜBİTAK projesi kapsamında iyi huylu prostat büyümesindeki iltihaplanmanın bor türevlerini kullanarak durdurulmasına yönelik başlattıkları projeyi tamamladı.
  • Ege Üniversitesi (EÜ) Nükleer Bilimler Enstitüsü’nde, TÜBİTAK projesi kapsamında geliştirilen ve anti-kanser nitelikli etken madde, pankreas kanserinin teşhisinde kullanılacak. Geliştirilen floresans madde, pankreas kanserine uygun olarak hazırlandığı için normal dokulara zarar vermeden kanserli hücrenin ölmesini sağlıyor.
  • Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi kanser hastalığının tedavisinde kapalı püskürtmeli kemoterapi yöntemini (PIPAC) uygulayan Türkiye’deki sayılı merkez arasında yer alıyor. Damar yolundan verilen kemoterapiye göre daha az yan etkisi olan yöntem ile hastaların yaşam süreleri de uzuyor.
  •  Egeli bilim insanları, pelemir bitkisinin sadece Türkiye’de yetişen iki türünde kanser tedavisinde kullanılan saponin türü bileşiklerin bulunduğunu ve bu bileşiklerin ilaçlardan daha aktif olduğunu belirledi.
  • Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Göçmen ve ekibi, Türkiye’deki neredeyse bütün zehirli yılan türlerini inceleyip kanser de dahil birçok hastalığın önlenmesi ve tedavisinde kullanılabilmesi amacıyla ilaç yapımına ışık tutacak çalışmalara imza attılar.
  • Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgen Özer’in danışmanlığını yaptığı araştırma ekibi, ilaçların deriden acısız bir şekilde verilmesine olanak sağlayan mikroiğne ve kanser hastalarının güneşten korunmasına yönelik geliştirdiği bir koruyucu krem gibi birçok ürün geliştirdi.
  • EÜ Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arzum Erdem Gürsan, ekibiyle araştırma laboratuvarında sağlık, gıda, çevre ve savunma sanayine yönelik biyosensör sistemleri geliştiriyor. Araştırma ekibi, bu sistemler sayesinde, Hepatit B, AIDS, Zika virüsü gibi bulaşıcı ve Faktör V-Leiden Mutasyonu ve Akdeniz Anemisi gibi kalıtımsal bazı hastalıkların yanı sıra kanser, diyabet gibi hastalıklara ait çeşitli biyobelirteçlerin analizi, gıda kontaminantları ile çevresel kirleticilerin (ağır metaller, toksinler) analizinde kullanılması için çalışmalar yürütüyor.
  • Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenay Hamarat Şanlıer, 2007 yılında pençesine düştüğü kanserle tam 3 yıl mücadele etti ve son evrede olmasına rağmen 18 kür kemoterapi ve 1 kez de hipertermik kemoterapi tedavisi gördükten sonra savaştan galip çıktı. Aynı hastalık nedeniyle babasını da kaybeden Prof. Dr. Şanlıer, tedavi sürecinde ilaçların yan etkisi nedeniyle olumsuzları başkalarının da yaşamaması için başlattığı çalışmada önemli bir buluşa imza attı. Zorlu kanser tedavisini atlattıktan sonra bilimsel çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Şanlıer, kemoterapi tedavisi gördüğü sırada yaşadığı saç dökülmesi, şiddetli ağrı, ağız içi yaralar gibi yan etkileri başkalarının da yaşamaması için harekete geçti. “Hedefli nanoteknolojik ilaç tasarım sistemleri” üzerine çalışmaya başlayan Prof. Dr. Şanlıer, bu kapsamda ekibiyle 4 TÜBİTAK Projesi tamamladı. Bu projelerden çıkan bulgularla akciğer kanserinin tedavisinde kullanılmak üzere ilaç taşıma sistemi geliştirdi.
  • Ege Üniversitesi bilim insanları nefes yoluyla ölçüm yaparak akciğer kanserinin erken teşhisine olanak sağlayan yerli biyomedikal sistem geliştirdi.  Ege Üniversitesi öncülüğünde devam eden ve İzmir’in farklı üniversitelerinin de destek verdiği proje kapsamında geliştirilen cihaz, ilk testlerde hastalığı yüzde 80 oranında tespit etmeyi başardı.
  • Akciğer Kanserinin Erken Teşhisi İçin Yerli Sistemlerin Geliştirilmesi çalışmaları “Ege Üniversitesi Solunum Hastalıkları Araştırma Merkezi (EGESAM)” çatısı altında ve EÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tuncay Göksel koordinatörlüğünde sürdürülüyor. İzmir Üniversiteleri de projeye destek veriyor.
  • Ege Üniversitesi “Aşı Geliştirilmesi ve Üretimi Altyapı Projesi” ile Türkiye’nin aşı konusunda dışa bağımlılığını azaltacak. Ege Üniversitesi, Kalkınma Bakanlığı’nın Araştırma Altyapısı Proje Çağrısına “Aşı” konusunda başvuruda bulunarak bu göreve talip oldu. Projenin hayata geçirilmesi ile çağımızın vebası kanser hastalığı için de aşı üretilmesi planlanıyor.
  • Ege Üniversitesi ve Yonsei Üniversitesi Tiroid Kanser Merkezi arasında protokol imzalandı. İmzalanan  protokol kapsamında iki üniversite birlikte, tiroid kanseri konusunda ortak araştırmalar yapılacak, bilgi alışverişinde bulunacak ve karşılıklı öğretim elemanı değişimi gerçekleştirilecek.
  • EÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalına bağlı olarak hizmet veren Berna Türek Kemoterapi Merkezi’nde kemoterapi hazırlama robotları ile ilaçlar yüzde yüz steril ortamda hazırlanıyor.

      

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir