EÜ’den Online Dünya Çevre Günü Paneli

Ege Üniversitesi tarafından düzenlenen online panele konuk olan Kovid-19 Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Gülay Korukluoğlu, “Ülkemiz, 3 Haziran itibarı ile bir normalleşme sürecine girdi. Ancak unutmamamız lazım ki virüs, henüz bitmiş değil. Tedbirleri asla elden bırakmamamız gerekiyor” dedi.

Ege Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇEVMER) tarafından “5 Haziran Dünya Günü” dolayısıyla çevrimiçi panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak; Sağlık Bakanlığı Kovid-19 Bilim Kurulu Üyesi  ve Ulusal Viroloji Laboratuvarı Sorumlusu Doç. Dr. Gülay Korukluoğlu ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Sıfır Atık Envanter ve Eğitim Şubesinden Çevre Yüksek Mühendisi Mehmet Balcı katıldı.

Moderatörlüğünü ÇEVMER Müdürü Prof. Dr. Dinçer Ayaz’ın yaptığı panelde Doç. Dr. Gülay Korukluoğlu “Doğa ve Pandemi”, Çevre Yüksek Mühendisi Mehmet Balcı ise “Üniversitelerde Sıfır Atık Yaklaşımı” konularında sunum gerçekleştirdi.

Panelin açılışında konuşan ÇEVMER Müdürü Prof. Dr. Dinçer Ayaz, “Geçtiğimiz yıllarda çeşitli etkinliklerle kutladığımız Dünya Çevre Gününü bu sene maalesef küresel pandemi dolayısıyla online olarak kutluyoruz. Dünya Çevre Günü, bu yıl ‘Biyoçeşitlilik” teması ile 100’den fazla ülkede kutlanıyor. Bugün, çok değerli panelistlerimiz bizlere katılacak. Davetimizi kabul edip aramızda oldukları için kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.

“Doğa ve Pandemiler” konusunda katılımcıları bilgilendiren Doç. Dr. Gülay Korukluoğu, pandemilerin oluşmasına neden olan çevresel faktörleri anlattı. Doç. Dr. Korukoğlu, “Çevre bilincinin kaybolması ve çevresel felaketlerin artması, maalesef ki ancak küresel bir probleme sebep olduğunda dikkat çekiyor. Dünyadaki nüfus artışı ve kaynaklara olan talebin artması buna paralel olarak kaynakların tükenmesi, toprak, su ve hava kirliliği ve nihayetinde en önemli problemlerimizden birisi olan küresel ısınma, insan sağlığını etkileyerek bulaşıcı hastalıkların da ortaya çıkmasına neden oluyor. Küresel ısınma ile birlikte hastalık yaratan patojenler, yeni konakları ile daha çabuk uyum sağlayarak virulans özelliği kazanıyor.  Normal şartlarda insan doğasına yakın bulunmayan canlıların insanlara giderek yaklaşması ile yeni enfeksiyonlar ortaya çıkıyor ve sıklıkla yayılabiliyor” dedi.

“Küresel hareketlilik ile enfeksiyonlar daha hızlı yayılıyor”

Dünya üzerinde her kıtada değişik zamanlarda ortaya çıkan enfeksiyonları harita üzerinde anlatan Doç. Dr. Korukluoğlu, “Her toplum, her kıta kendi aralarında çok büyük sıkıntı yaratan hastalık ajanlarıyla uğraşıyor. Bunların kimisi bu günlerde yaşadığımız Kovid-19 salgını gibi küresel hale gelebiliyor. Son 20 yılda ortaya çıkan bulaşıcı hastalıkların çoğu viral kaynaklı. Virüsler gerek solunum gerekse kan yoluyla çok çabuk bulaşabilme özelliğine sahip. Hâlihazırda aşısı geliştirilmiş olan enfeksiyonlarla mücadele etmek elbette daha kolay oluyor. Aslına baktığımız zaman tüm bu enfeksiyon faktörlerinin ortak noktası çevre ve çevrede meydana gelen faktörler diye tanımlanabilir. Şu da bir gerçek ki küresel hareketlilik ne kadar artarsa enfeksiyonların yayılma hızı da aynı oranda artıyor” diye konuştu.

Katılımcıların Kovid-19 salgını hakkındaki sorularını yanıtlayan Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Gülay Korukluoğlu, “Çin’de hastalığın ilk çıktığı zamandan itibaren süreci dikkatle takip ettik. Yapılan çalışmalar virüsün geçmişinin geçtiğimiz Eylül ayına kadar uzandığını gösteriyor. Ülkemizde, pek çok diğer ülke örneklerine nazaran daha kontrollü bir süreç var. Umarım bu şekilde devam eder. İyileşen hasta sayısının da giderek artması bizleri umutlandırıyor. Ülkemiz, 3 Haziran itibarı ile bir normalleşme sürecine girdi. Ancak unutmamamız lazım ki virüs, henüz bitmiş değil. Tedbirleri asla elden bırakmamamız gerekiyor” dedi.

“Geri kazandığımız her atık daha iyi bir çevre için katkı sağlar”

Çevre Yüksek Mühendisi Mehmet Balcı, “Sıfır Atık” konusunda sunum gerçekleştirdi. Sunumunda atık, atık türleri, atık yönetimi ve sıfır atık yaklaşımı konusunda bilgiler veren Balcı, “Atıklar hayatımızın birçok noktasında varlığını gösteriyor. Kâğıt, cam, plastik, metal, organik, bitkisel yağlar, piller ve tıbbı atıklar gibi birçok atık türü mevcut. Atıkların geri kazanılması oldukça önemli. Nitekim her geri kazanımla atılan atıklar dolaylı olarak bize birçok artılar sağlıyor. Geri kazandığımız her atık daha iyi bir çevre doğa için bizlere pozitif katkı sağlar. Piller küçük görünür ama küçük bir pil 4 metreküp toprağı zehirler. Ayrıca insan sağlığına da büyük zararları vardır. Bitkisel atıklardan 1 litre bitkisel atık 1 milyon litre suyu kirletiyor. TÜİK 2018 verilerine göre yılda 32,2 milyon ton atık oluşmaktadır. Kişi başına 1,16 kilogram atık oluşmaktadır. Bu atıkların yüzde 55,54’ünü biyoatıklar oluşturuyor. Tüketim alışkanlıklarının değişmesi sonucu ‘Al-kullan- tüket- at’ kültürü yaygınlaşmaktadır. Sürekli gelecekten borçlanarak devam ediyoruz.  Her geçen yıl doğayı küçültüyoruz” diye konuştu.

Üniversitelerde sıfır atık yaklaşımının benimsenmesi ve uygulanması oldukça önemli olduğunu belirten Balcı, üniversitede kazanılan yaklaşımları benimseyen kişinin evinde de bunu sürdürdüğünü ifade etti.  Balcı, “Üniversitelerde geri dönüşümü ve sıfır atık uygulanmasını destekleyecek projeler geliştirilmeli” dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir